Tolga ile yaptığımız bir takas operasyonu ile çok uzun zamandır yapmaya niyetlendiğim, dönem pilotlarının tabiriyle "Hörikan" uçağının 1/32 ölçekli modeline kavuştum.

İsmine pek aşina olmadığım FLY marka model tek taşla kuş katliamı yapılmak üzere tasarlanmış bol seçenekli (Mk.I ve Mk.II'nin türevleri) short-run usulü kalıplanmış detaylı plastik model ve bunu detaylandırmak için ilave edilmiş metal ve reçine döküm detay setinden oluşuyor. Tecrübelerim kutu içinde çok hoş görünen bu kombinasyonun yapım sırasında biraz sıkıntı yaratacağını fısıldamaya başladı. Yabancı siteleri biraz karıştırınca yapılmış modellerden ve yorumlardan beni nelerin beklediğini biraz daha idrak etmiş oldum ama o mucizevi cümleyi kurarak işe giriştim : Yapçak bişey yok!

Model parçalarının numaraları kalıp üzerinde verilmediğinden yapım kılavuzunda verilen çizim üzerinde parçaların numara ve kalıptaki yerlerini bulmak gerekiyor. Firma pek çok işi yapım kılavuzu ile çözmeye çalışsa da çizimlerin çok başarılı olduğu pek söylenemez. Özellikle kokpit bölümünde farklı kaynakları da kullanarak çalışmak faydalı olur. 

Kokpit iskeletini oluşturan parçaları biraraya getirerek model başladım. Görüldüğü üzere temizlenmesi gereken bol miktarda yolluk, itici pim izleri ve çapak mevcut. Ayrıca kullandıkları plastik sanırım çok kaliteli bir karışım değil. Gereksiz kırılma veya çatlamalar olabiliyor.

Kokpitin tesviye ve montaj aşamalarını tamamladıktan sonra iç kısım boyamasını bitirdim. Bu arada verilen PE setin oldukça detaylı ve düzgün yerleştiğini söyleyebilirim.

Kokpit iskeletinin gövde birleştirdikten sonra alttan yerleştirilebilir olması hoşuma giden bir ayrıntı oldu. Böylece gövdenin macun ve tesviyesi sırasında kokpit kirlenmedi.

Kanat ve gövde birleşimi modelin en sıkıntılı montaj aşamasını oluşturuyor. Beş parçadan oluşan kanatların kendi arasında ve gövde ile uyumu biraz sorunlu. Kanadı toparlayıp gövdeyle birleştirmeye çalışınca ortaya çıkacak seviye farklarıyla uğraşmamak için öncelikle kanat üst parçaları ile gövdeyi birleştirdim. Bu aşamada herhangi bir kılavuz veya destek olmadığı için gövdeye yapıştırdığım ufak şeritlerle kanatların tam seviyede birleşmesini sağladım. Montaj sonrası tesviyeyi en aza indirebilmek için birleştirmeden önce parçaların yerine düzgün oturması için biraz zaman harcadım, bunun da faydasını gördüm.  

Kanat üst parçalarının kurumasından sonra sıra alt kanat parçalarına geldi. Kalıptan kaynaklanan kayma nedeniyle alt ve üst parçaların oturmasında da biraz sıkıntı oluştu. Bunları da mümkün olduğunca düzelterek alt parçaları yapıştırdım. Bir sonraki ve en kritik kısım kanat orta parçasının yerleştirilmesi oldu. Tahmin ettiğim gibi bu parçanın yerine oturması için ciddi bir tesviye yaparak alıştırmaya başladım.

Orta kanat tesviye ile düzelttiğim halde yerine oturmamakta ısrarcı oldu. Bunun nedeni kanat içindeki resin iniş takım yuvasının kalın olmasından kaynaklandığını anladım. Döküm parça yüksek olduğu için kokpite dayanıyor ve oturmuyordu. İşin kötü tarafı bu kısmı neredeyse kağıt kalınlığında bir duvar bırakana kadar inceltmeme rağmen yine de oturmadı.

Bu kısımda yapabileceğim başka birşey kalmayınca kokpit iskeletinin alt kısmındaki bir bölümü kesmek zorunda kaldım. Yukarıdan bakıldığında görünmeyen bu kısmı kesince orta kanat nihayet yerine oturdu. 

Alt kanadın oturmasıyla kalan boşluklar macun, tesviye düzeltmelerinin ardından bir astar atarak kontrol edildi. Kanat birleşme yerleri için verilmiş metal parçaları yerine yapıştırınca bu kısımda göze batan ufak düzensizlikler tamamen kayboldu.

Kanat montajı devam ederken arada gövde altındaki yağ soğutucu ile biraz uğraştım. Dört parçadan oluşan soğutucu filitresi modele oldukça güzel bir detay katıyor ancak bu parçaların yerine oturması için freze ile bir miktar inceltme yapmak gerekti. 

Montaj aşamasının sonlarına doğru dikey dümenin uç kısmında da bir düzeltme yapmak gerekli oldu. Dümenin ucu biraz kısa ve küt olduğu için sabit dikmeye göre biraz dengesiz görünüyordu. Buraya da ufak bir parça ile ilave yaparak tekrar şekil verdim.

Montaj kısmının tamamlanmasıyla tesviye işleriyle epeyce tozlanıp kirlenen modeli güzelce yıkayıp kurumak üzere bir kenara bırakarak boya hazırlığına geçtim.

Türk Hava Kuvvetlerinde

Türk Hava Kuvvetleri için 1939 yılında sipariş edilen 15 adet Hurricane Mk.I teknik aksaklıklar sebebiyle Eylül 1939 tarihinde gönderildi. Bunu 1940 yılında teslim edilen 15 adetlik ikinci parti takip etti. 1943 yılında gönderilen beş uçak ile Hava Kuvvetleri envanterine giren Hurricane Mk.I sayısı 35 oldu. Bu uçakların bir kısmı Alman işgali nedeniyle Polonya'ya teslim edilemeyen uçaklardan oluştu. Gelen uçaklar 4. Alay bünyesinde önce Çorlu'da daha sonra Merzifon'da 1945 yılına kadar av eğitim uçağı olarak görev yaptı.

Elimdeki Hurricane Mk.I fotoğraflarını incelediğimde uçağın üst kamuflajı standart RAF gündüz av uçağı boyaması olan koyu yeşil/koyu toprak olduğu görülüyor. Uçaklar bu renklerle uygulanan A ve B şema ile boyanmış . Alt renk konusunda ise biraz çeşitlilik bulunuyor. Uçakların bazılarının altı Sky olarak tanımlanmış mavi ile boyanmışken bazılarının da siyah (aslında tam siyah değil ama neyse) ve beyaz simetrik  kanat boyamasına sahip. Bu durum uçakların üretim hattından seri olarak değil de sanki çeşitli birliklerden toplanarak gönderildiği izlenimi veriyor. Bu uçaklardan bir tanesini yapmak için fotoğrafları incelerken muhtemelen hafta sonu eşleriyle bir hatıra pozu vermiş pilotların olduğu karede dikkatimi bir detay çekti. Nedense bu tür hoş ayrıntılar kıyıda köşede tesadüfen kareye giren uçaklarda oluyor. Arka planda görülen 2729 numaralı Mk.I'in dümen boyaması diğerlerinden farklılık gösteriyordu. Kırmızı kuyruk dümeni üzerine ay-yıldız uygulamasından sabit dikme üzerinde standart bayrak kullanılmasına geçene kadarki ara bir dönemde bayrak formunda boyanmış dümen uygulamasını Spitfire Mk.V, Fw-190, Oxford, B-24 ve Master gibi dönem uçaklarda görmüş olsam da Hurricane'de ilk defa rastladım. Demek ki onda da varmış. Bu durumda bu ilginç boyamayı yapmamak olmaz diyerek maskeleri hazırladım.

Modele önce beyaz rengi atarak beyaz kalacak kısımları maskeledim. Gerisi her zaman yapılan maskeleme ve boyama işleri. Genel boyama bitince yağlı boya ile renklerde biraz tonlama yaptım. Aşınma ve solma efeklerini tamamladıktan sonra sıra ufak parçaların montajları ve küçük detayların yapımına geldi. Anten direğini hemen kırdığım için bunu metalden imal edip  misinadan antenini ilave ettim. Kanopi camı kalın olduğundan açık pozisyonda yerine tam oturmadı. Biraz zorlayıp kırma riskine girmedim ama belki ilk fırsatta bunu  bir termaform kanopi ile değiştirebilirim. Bu kadar detayı düşünülen bir kitte camın kalın olması pek hoş olmamış.

Çok kolay bir aç-bitir projesi olmasa da modelin bitmiş hali içime sindi açıkçası (kanopi hariç). Belki yanına yeni çıkacak bir Mk.II eklesem iyi olacak.

İyi modeller

Özkan Türker

Ağustos 2025