içine girmeden
fotoğraf çekimi -flaşlı veya flaşsız-yapabilirsiniz. Aslında, bu
kuralı da esnetmek mümkün. Bir gün önce fotoğraf çekerken
zorlandığımı fark eden görevliler, ertesi gün gerek duyduğumda
gözetim altında kordonları geçip fotoğraf çekmeme izin verdiler.
Cihazlardan
genişçe bahsetmeye başlamadan önce son birkaç söz:
- İspanyol Hava
Kuvvetleri’nin gönlü oldukça zengin. Daha önce 0.60 euro gibi bir
para olan giriş ücretini de artık almıyor. Fakat girişteki
kulübede mukim, orta yaşlı fakat “mihrap” son derece yerindeki
teyze’den bilet almak zorundasınız. Herhalde bileti hatıra olarak
çerçeveletip asın diye veriyorlar.
- Bir devlet
birimi -üstelik de Akdenizli bir devlet- olduğunu unutmayasınız
diye, Müze sadece 10.00 ile 14.00 arası açık! Zaten toplam 60.000
objeye bakamayacaksınız, ama gezi planınızı en az iki gün üst üste
gidecekmiş gibi düzenlemekte ve mümkün olduğunca erken gitmekte
yoğun yarar var.
-İç Mekanlarda
ışık genellikle yeterli olmakla birlikte, fotoğraf çekimi için
bir üç ayak bulundurmak işe yarayabilir.
SALON - 1
Buradaki en dikkate değer
objelerden biri, İspanya’da üretilmiş en eski uçak olan 1911
tarihli “Vilanova-Bleriot XI”. Bir antikacıdan 1967’de müze için
satın alınmış. Bisikletli bir uçurtmayı andırıyor. İncecik, son
derece zarif bir yapısı var. Çok güzel.
Hemen yanında
Bir De Havilland DH-4 duruyor . Yaklaşık 13 metre kanat açıklığı
olan, 400 beygir gücünde iki kişilik bu bombardıman uçağından
1919’da 45 adet alınmış. 20’lerde İspanyanın Kuzey Afrika’da
girdiği çatışmalarda yaygın olarak kullanılan bu uçak 1927’ye dek
hizmette kalmış. Pilot ve gözlemci arasında yerleştirilen yakıt
tankı mürettebat arasındaki iletişimi güçleştirdiği ve kazalara
neden olduğu için “alevli tabut” gibi sevimli bir takma adı var…
Sergi alanının büyük bir bölümünü
işgal eden, deyim yerindeyse “medar-i iftihar” başka bir uçak da,
1928 ve 1929’da dünya uzak mesafe uçuş rekorunu kırmaya yönelik
olarak iki büyük uçuş gerçekleştiren bir Breguet XIX : “Jesus del
Gran Poder”. Sırasıyla, 4.600 kilometrelik Sevilla – Nasıriye
(Irak) ve 6.550 kilometrelik Sevilla – Bahaia (Brezilya)
arasında uçmuş. Performans ve yapısındaki yenilikler nedeniyle
spor ve askeri havacılık çevreleri tarafından çok popüler olan bu
uçağın çeşitli versiyonları 1920’lerde CASA tarafından lisans
ile 180, Yugoslavya tarafından 190 civarında üretilmiş. Türk Hava
Kuvvetleri de çeşitli tiplerde 100 kadar kullanmış. İspanya İç
Savaşı sırasında İspanyol Havacılık Tarihi açısından son derece
önemli uçağın bir müzede sergilenmesine 1952 yılında karar
verilmiş. (Yazıyla: Bindokuzyüzelliki, içinizden tekrar edin
birkaç kere… Hakikaten iş, güç yok bu İspanyol’larda )
Motor ilk hareketini bir şaft
vasıtası ile kamyon motorundan alıyor.Altıyüz
beygirlik Hispano Motorunu soğutan hareketli radyatörün
uçağa özgü bir geometrisi var. Çok çeşitli motorlar
kullanılsa da Bay Breguet bu formda epey ısrarcı anlaşılan.. |
|
|
|
Gövde üzerinde yolculuklar
sırasında uğranılan yerlere ait karikatürler ve uçağın
burnundaki kartal muhtemelen restorasyon sırasında tekrar
çizilmiş olmalarına rağmen çok güzel.
|
|
|
|
Gövdedeki
karmaşık malzeme yapısına ve venturi tüpüne dikkat edin.
Farklı ara kesitler arasındaki basınç farkı ile akışkanların
süratini ölçmeye yarayan bu cihazdan bu formla 30’lara kadar
hava hızını ölçmek için yararlanılmış. Müze’de – doğal
olarak- çok geniş bir venturi tüpü koleksiyonu da mevcut.
Açık kokpiti ve ne kadar rahatsız olabileceğini düşününce,
Sayın Baylar Ignacio Jimenez ve Francis Iglesias’ın nasıl
hiç durmadan 43 saat 58 dakika uçup, 6.550 kilometre yol kat
edebildiklerini şu küçücük aklım almadı bir türlü…
|
|
Bu salonun uzun kenarı boyunca
yerleştirilmiş çok uzun bir camekanda, 1/72 ölçek geniş bir
uçak kolleksiyonu var. Yapım kalitesi çok parlak değil, öyle
preshading, soldurulmuş çıkartmalar falan yok.. Fakat
hayal edebileceğiniz her türlü hava aracını yapıp koymuşlar
oraya. Yıllara yayılmış geniş kapsamlı bir klüp çalışması gibi
geldi bana !! Bu arada bir de ne göreyim? Bizim “milli gurur”.
Hem de en baş köşeye koymuşlar! Gurbet elde bir hemşehriye
rastlamanın keyfi içimi ısıttı. Temenna edip yoluma devam
ettim.
|
|
|
|
|
|
Bu modellerin yanı sıra
büyük ölçekli ve yüksek kalitede yapılmış modeller de
mevcut, Kimi diorama kimi de tek başlarına sergileniyor.
Bir miktar bakımsızlık söz konusu olsa da , özellikle
Müzede bulunmayan uçaklar için oldukça bilgilendici
malzeme.
İspanya İç Savaşı sırasında, “Kondor Lejyonu”nda görev
yapmış bu Messerschmitt Bf 109 E ‘ye ait diorama gibi |
|
Sanırım
şimdilik burada kesmeli... Biraz pehlivan tefrikası gibi olsa da
bu çok kapsamlı müzeyi bir kaç bölümde anlatmak daha yerinde
olacak gibi. Daha birinci salon bitmedi , bir tanesi yer
yüzündeki en eski Heinkel He-111 olan iki adet He 111'den de
bahsedeceğim...
1. bölümün
sonu
2. bölüm
Ahmet Dönmez ©
2006
|