|
Anasayfa Makaleler anamenü |
Modelciliğe Uygun Boyahane Yapmak |
Ceki Erginbaş |
Basınçlı hava kaynakları ile boya yaparken karşılaşılan en büyük sorunlardan bazıları, boyanın modelci ve mekanda bulunan diğerleri tarafından solunması; etrafa yayılan kötü kokuların modelcinin ailesinde sıkıntı, söylenti, tartışma ve en nihayetinde kavga yaratmasıdır. Uzun vadede ilk sorunun (uçuşan boya partiküllerinin solunması) sonuçları daha ciddi olacağı için, modelcinin, boyayı düzgün bir havalandırma sistemi ile ciğerlerinden uzak bir noktaya, çalıştığı mekanın dışına yönlendirmesi gerekir. Bu iş için yapılabilecekler, en basit olarak cam kenarında çalışmaktan, açık havada boya yapmaya, mekana vantilatör koymaktan ihtiyaçlarınıza uygun boyahane imal etmeye kadar gider. Benim maceram da birkaç farklı yöntem deneyip başarısız olmamla gelişti. İlk kez sprey boyayı salonun ortasında, camlar ve kapılar kapalı iken kullanmıştım. Sonrasında burnumu sildiğimde, mendilde gördüğüm renkler, uçuşan boyaların burnumdan geçip ciğerlerime doğru gittiğinin trajikomik bir kanıtı gibiydi. Sonrasında sprey boyayı balkonda camlar açık bir şekilde yapmayı denesem de, burnumdan, attığım boyanın rengi çıkmaya devam ediyordu. Daha sonra ilk boyahanemi yapmaya karar verdim. Sistem çok basitti: tek yüzeyi açık ahşap bir kutunun tepesinde aspiratör, ve ucuna bağlı bir havalandırma borusu. Ancak bu sistemin de işe yaramadığını, kullandığım bir sene boyunca, hassas burunlu ve titiz annemin sürekli söylenmesine maruz kalıp (Yine mi maske takmadın? Ah, hasta olacaksın sonunda! Sadece kendini değil bizi de zehirliyorsun! Nerden girdin bu maket işine!), zaman zaman boya sonrası odayı bir boya bulutunun kapladığını gözlemlememle anlamış oldum. Ergonomiden çok uzak yapısı sebebiyle, bir sene boyunca kambur çalışmam da yanıma kar kalmıştı. Bu sistemin başarısız olma sebebi, motorun çekme gücünün yetersiz oluşu, ve aspiratörün stratejik olarak yanlış bir yere, yani tepeye yerleştirilmiş olmasıydı. Fan zaten güçsüzdü, tepede olduğu için yerçekimine karşı çalışmak zorundaydı, bir de tepeden çıkıp dışarı doğru dirsek yapan borunun içinden bütün partikülleri itmesi gerekiyordu. Yeni bir sistem gerekliydi.
Sonunda bu işe son noktayı koymak için, gerekli para, zaman ve sabrı harcamaya, ve düzgün hesap edilip tasarlanmış bir boyahane yapmaya karar verdim. İnternetteki pek çok forumu, internet sitelerinin makaleler bölümlerini okuyup, denenmiş sistemleri gözden geçirdim. Sonuçta kuracağım sistemin iki yönden başarılı olmasına yoğunlaştım: 1) Boyayı olduğu gibi dışarı vermek, 2)Ergonomik bir kullanım sağlamak. Birinci sorunu kesin olarak çözmek, biraz akışkanlar mekaniği bilgisi ve hesabı gerektirdiğinden, internet üzerinde bu işin biz modelcilerin anlayabileceği şekilde anlatılmış bir kaynağını aradım. Sonunda aradığıma şu makalede ulaştım: http://www.briansmodelcars.com/tutorials/tutorial.asp?TutorialID=23&CurPage=1 Bu makalede, yapacağınız boya kabininde fanı koyacağınız yer, ve kabinin ölçülerine göre ihtiyaç duyacağınız motor çekiş gücünü nasıl hesaplayacağınız anlatılmış. Hesaplar Amerikan birimleriyle yapılsa da, basit dönüşüm işlemleriyle ihtiyaç duyacağınız çekiş gücünü bulabilmenize yardımcı oluyor. Bu aşamada makaleyi kelimesi kelimesine Türkçe'ye çevirmektense, genel bir özetini yapıp, hesapları adım adım nasıl yaptığımı paylaşmayı daha uygun buldum. Makalede bahsedilenler genel olarak şöyle: Kabin Boyutları Boyahane yapmadan önce, ilk karar verilmesi gereken boyutları. Herkesin çalışma ortamı farklı olacağından, yapacağı kutunun boyutları da kendi ihtiyaçlarına göre farklılık gösterecektir. Kutu boyutlarını seçerken, boyayacağınız parçaların içine rahatça sığabildiğinden, ve içinde rahatça çalışabileceğinizden emin olun. Eğer boyutları gözünüzde canlandıramıyorsanız strafor veya karton kullanarak geçici bir kutu yapın. Unutulmaması gereken, kutu büyüdükçe gerekecek çekiş gücünün de artacağıdır. Çekiş gücü arttıkça, fan fiyatı ve çıkardığı gürültü de artacaktır. Filtreden geçen havayı dengelemek için, filtre ve fan arasında boş bir alan bırakılmasında fayda var. Emiş Yönü Boyahanede fanı koyabileceğiniz, arka, üst ve alt olmak üzere üç yüzey mevcut. Emiş yönüne karar vermeden, göz önünde bulundurulması gereken, havada uçuşan boya partiküllerinin yerçekimi sebebiyle aşağı doğru yönelmek istemeleridir. En kolay emiş, partikülleri zaten gitmek istedikleri doğrultuda yani aşağı doğru yönlendirerek olacaktır. Aynı mantıkla yukarıdan emişli bir sistemde, fan yerçekimine karşı savaşmak zorunda kalacaktır. Yani çok daha kuvvetli bir motor gerekecektir. Ayrıca bu yöntemde havada kuruyan boya partiküllerinin model üzerine toz şeklinde düşmesi de bir diğer olumsuz etki olacaktır. Bu sebeplerden dolayı bu yöntemi baştan elemekte fayda var. Arkadan emişte ise aşağıdan emişle aynı çekişi yakalayabilmek için daha kuvvetli bir fan gerektirse de, yapım kolaylığı bakımından tercih edilebilir. Ben bu aşamada kesin çözüm istediğimden alttan emişli bir sisteme karar verdim. Benim yapmış olduğum boyahanenin boyutları şöyle: En:80 cm Yükseklik:40 cm Derinlik: tabanda 40 cm, tavanda 25 cm (Tavan kısmının geride olma sebebi, yukardan bakışta daha geniş bir görüş açısı sağlamak. Eski kabinde alnımı kutunun tavanına yaslamak, veya kambur oturup kafamı içeri sokmak zorunda kalıyordum.) Tabanın altında filtre ve fanın arasında 10 cm lik bir bölme mevcut. Hava Emiş Hızı Gereksinimleri Endüstri standartlarına göre, arkadan emişli bir boyahanede yüzey hızının 100 FPM (Feet Per Minute- Feet/Dakika), Alttan emişli bir boyahanede ise 50 FPM olması gerekli. Ben çekişten emin olmak için 55 FPM gibi biraz daha yüksek bir rakamı hesaplarımda kullanmaya karar verdim. CFM (Cubic Feet per Minute- Feet Küp/Dakika) Hesapları Kabinde gerekli yüzey hızına ulaşabilmek için , kullanılacak fanın çekiş gücünü CFM cinsinden bulmak için gerekli hesaplar şu şekilde: Arkadan emiş CFM: yükseklik x genişlik x gerekli yüzey hızı (dernilik hesaba katılmıyor) Alttan emiş CFM: genişlik x taban derinliği x gerekli yüzey hızı (yükseklik hesaba katılmıyor) Gerekli çevrimler: 1cm= 0,394 inç 1ayak=12 inç 1ayak küp= 0,0283metre küp Örnek olarak, benim boyahanemin eni 80 cm yani 31,5 inç veya 2,62 ayak, derinliği 40 cm yani 15,7 inç veya 1,3 ayak. Gerekli emiş gücü= 2,62 x 1,3 x 55 = 187,3 CFM Türkiye’de satılan aspiratörlerde, çekiş gücü metreküp/saat cinsinden belirtilmiştir. Metreküp/dakikaya çevirirsek 187,3 x 0,0283 = 5,3 metre küp/dakika Metre küp/saate çevirmek için 5,3 x 60 = 318 m3/saat Bu hesaplara bir de tahliye borusunun etkisini katmak gerekir. Eğer boyayı çok uzun veya çok kıvrımlı, dirsek veren borularla tahliye ederseniz, gerekli fan gücü de artacaktır. Benim kullanmış olduğum boru çok kısa ve düz olduğundan, gerekli çekiş gücüne bir ekleme yapmadım. Makalede yazılan bu bilgiler sayesinde gerekli hesapları yaptıktan sonra, aspiratör alışverişine çıktım. Düz aspiratörlerin çok iyi emiş yapmadıklarını bildiğimden, bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine “salyangoz fan” kullanmaya karar verdim. Bu tip aspiratör fanlar daha az elektrikle daha çok emiş yaptıkları için ideal. İstanbul’da salyangoz fanlar, Karaköy, Perşembe Pazarında bulunabilir. Ben 300 -350 m3/saat’lik bir fan ararken gördüm ki, 480 m3/saat’lik bir fan ile aralarında sadece 5 ylt gibi bir fiyat farkı var. Boyahane imalatı bittikten sonra çekiş yetersiz kalma riskini göz önüne alarak, 480 m3/saat’lik fanı almaya karar verim. Ancak eğer çekiş gücü çok fazla ise, bu sefer de boya makete gelemden fan tarafından emilebilir.
Bu sorunu da çözmek için, “dimmer” denen ayar devresinden aldım. Dimmer sayesinde fanın hızını kontrol edebiliyorsunuz. Bu parçayı yine Karaköy’de, Bankalar Caddesinde bulunan elektrikçilerden alabilirsiniz. Yalnız dimmer alırken fan için üretilen dimmer olmasına dikkat edin, zira dimmerin ışıklandırma sistemleri için kullanılanları da mevcut. Dimmerin almış olduğunuz fanla uyumlu olduğunu da elektrikçiye kontrol ettirmeyi unutmayın. Benim 130 Watt’lık salyangoz fan için, 1000 Watt’lık dimmer gerekti.
Genel olarak boyahane yapacaklara önerim, önce gerekli çekiş gücünü hesaplamaları, sonra hesapladıkları çekiş gücünden daha kuvvetli bir fan alıp, bir dimmer yardımıyla optimum çekiş gücünü yakalamalarıdır. Salyangoz fanların çıkışı dörtgen şeklinde olduğundan, dairesel borulara bağlamak için bir parça uydurmak gerekli. Bir soba tamircisinde (ki Karaköydeki aspiratörcülerin sokağında bir tane var) bu parçayı yaptırabilirsiniz. Fan alışverişinden sonra sıra kabinin imalatına geldi. Kabin çizimlerini, tanıdık bir marangoza verip, üretiminde adım adım kontrol ettim. Böyle hassas bir projede, fikirlerinizin birebir uygulandığından emin olmakta fayda var. Boyahaneyi bu adımdan itibaren marangozla beraber topladık. Sonuçta resimde görülen boyahaneme kavuştum.
Boyahanenin üzerine iki parçadan oluşan pleksiglas bir kapak koyduk. Alttaki kapağı açıp çalışırken, üstteki kapak boyanın dışarı çıkmasını engellerken, şeffaf olması sayesinde görüşümü engellemiyor. Büyük bir parça boyamak istersem, iki kapağı birden açıp kullanabiliyorum. Boya işi bittiği zaman kapakları kapatıp, boyahanede toz birikmesini ki bunlar boya esnasında modelinize yapışabilir, engelliyorum. Ayrıca boya bittikten sonra, maketin kuruması için tozsuz ideal bir ortam oluşturuyor. Pleksiglası Karaköy Perşembe pazarı içerisindeki hırdavatçılar çarşısında kestirdim.
İç duvara, boya şişelerini dizip, rahatça çalışabilmek için raflar eklettim. Boyahane alttan çekişli olduğu için, havanın geçmesine izin verirken üzerinde çalışmaya devam edebileceğim kadar dayanıklı bir malzemeye ihtiyacım vardı. Karaköy Perşembe Pazarında, resimde görünen tel benzeri malzemeyi buldum. Paslanmaya karşı dayanıklı olmasına dikkat ettim. Bu parçayı ahşap bir çerçeveye oldukça gergin bir şekilde zımbaladım. Parçanın kolay sökülebilmesi için marangoz, kenarında bir boşluk bıraktı. Kullandığım tel benzeri malzemeyi daha iyi anlayabilmeniz için referans olarak elimi koyup fotoğrafladım.
Boyanın, direk motorda birikmemesi, tinerin direk motora gitmemesi için filtre kullanmak gerekli. Bunun için, herhangi bir yapı markette bulabileceğiniz aspiratör filtrelerinden satın aldım. Bu filtreleri uygun boyutta kesip, teli gerdiğim ahşap çerçeveye arka kısmından tutturdum. Filtre tıkandıkça, yenisiyle değiştirmek oldukça basit.
Filtrenin altında ise motorun girişi gözükmekte. Havanın motora doğru akışını hızlandırmak için, marangoz ahşap parçalardan bir davlumbaz şekli oluşturdu. Motorun kabine girişinde huni şeklinde bir teneke parçayı, kesip çiçek gibi açarak, kabine tutturdu. Hava yalıtımını sağlamak için, silikon kullandık.
Motorun kabine bağlantısında “L” şekilli metal parçaları motora kaynaklattırdık. Soba tamircisinde yaptırdığımız parçayı, motora iyice tutturmak vida, yalıtımı sağlamak için, silikon ve “duck tape” kullandık. Tahliye borusu bu parçadan çıkıp, sağ tarafta balkon kaplamasında deldiğimiz delikten dışarı çıkıyor. Marangoz boyahanenin montajında ayak kullanmak yerine duvara sabitlemeyi önerdi. Tahmin ettiğimden çok daha sağlam oldu. Böylece alt tarafta yerden kazandık.
Son olarak, balkondan dışarı verdiğimiz borunun ağzına, salyangoz fandan artan, dairesel teli yerleştirdik. Böylece kuşların içeri yuva yapma riskini de ortadan kaldırmış olduk. Kulağa komik gelse de, her sene panjurları kuş yuvasına dönen bir aile olarak, bu konuda gerekli dersi almıştık. Tahliyeyi balkon kaplamasını delerek, dışarı vermemizin bir diğer avantajı ise, kışın camları açmadan rahatça boya yapabileceğim.
Boyahanenin üzerine eklediğimiz dolap da, iyi bir depolama çözümü oldu. Evdeki maket kutularının genişliği hesaba katılarak yapıldı.
Boyahanenin montajı bittikten sonra, sıra performansını test etmeye gelmişti. Yüksek basınçla hava tabancasının haznesi boşalana kadar, aralıksız selülozik tiner sıktığım boyahaneden, burnuma hiç bir koku gelmedi. Düşük basınçta ise, dimmerle fanın devrini düşürerek, fazla emişi engelledim. Çeşitli kamuflaj denemeleri yapıp, hiç bir sorun olmadığını gördüm.
Hava kararınca daha rahat çalışabilmek için floresan ekledim.
İki haftalık kullanımdan sonra filtrede biriken boyalar sistemin ne kadar yoğun çalıştığının bir kanıtı gibiydi. Sonuç olarak, 2 yıldır süren çileme (özellikle annemin çilesine) akılcı bir yaklaşım ve, biraz para harcayarak kesin bir çözüm bulmuş oldum. En önemlisi daha sağlıklı bir ortamda maket yapabileceğim. Herkese Bol maketli, az kokulu günler. Ceki Erginbaş © 2007
|
Bu sayfadaki yazı ve fotografların tüm hakları www.ozkanturker.com sitesine ve yazarına aittir. İzinsiz kullanılamaz. |