GALERİ

www.ozkanturker.com


 

Anasayfa  Galeri Menü

Messerschmitt Bf 109 G6 Mosquito Chaser
Hasegawa 1/32
Tolga Ülgür
 

 

 Kurt Gabler’in Bf 109 G-6’sı pek de alışık olduğumuz Gustav’lardan değil. Göze çarpan ilk aykırılık klasik RLM75/74/76 kamuflajı yerine boyasız/metal renkli görünümü. Eldeki fotoğraflardan, RAF Mosquito’ları ile dalaşabilecek hıza ulaşmak maksadıyla boyasının kazınmış olduğu görülüyor.

 Yine de aynı fotoğraflardan gördüğümüz kadarıyla bazı boya kalıntı ve izleri kanat kökü gibi alanlarda mevcut. Bazı panellerin daha koyu renk olduğu da kolayca fark edilmekte.(Örneğin burundaki silahların olduğu kısım)

Bu Gustav’ı literatürde mevcut “natural metal” jargonu ile tanımlamak pek doğru olmaz. Zira kanat ucunun ve dümenin beyaz rengi ile kırmızı gövde bandı dışında kalan alanlar mevcut boyanın kazınması neticesinde metal olarak kalmış olsa da, gerçek anlamda bir natural metal tonuna/görünümüne sahip değil.

 Bir diğer dikkat çeken nokta erken dönem kuyruğa rağmen Erla Haube kanopiye sahip olması.

 1944 Temmuz’unda JG300 de Kurt Gabler’in kullanmış olduğu “Kırmızı 8” G6'yı uzun zaman önce internetteki yürüyüşlerimden birinde görmüştüm. Eagle Cals’un çıkarmış olduğu dekal setini alınca aslında başlamamak için bir neden de kalmıyordu.

  Ancak bir noktaya itirazım vardı. İtiraz, dümenin beyaz zemini üzerindeki solucanımsı uygulamaya oldu. Ne akla hizmet ise Eagle Cals bunu dekal olarak vermemişti, bizim yapmamızı istiyordu. Sebep?

  Bu emrivaki başlangıçta beni biraz frenledi açıkçası. Öte yandan bu figürün çok da hoş durmadığını itiraf etmeliyim. Düz beyaz dümen sanki daha havalı, o solucanlar görüntüye gereksiz bir loşluk katıyor bana göre.

Yine internet yürüyüşlerinden birinde tesadüfen Falkeeins'ın sitesinde “Kırmızı 8”in bazı fotoğraflarına rastladım.

Bu fotoğraflarda Gustav’ın başlangıçta o solucan figürlerini barındırmadığı görülüyordu. Sonradan yapılmıştı. Alağ; o zaman “Durmak yok yola devam”dı, ama kendi yöntemlerimle…

 Kullandığım kit standart Hasegawa Bf-109G6 dır. Kutudan çıkmayan Erla Haube kanopi yedek kutusundan temin edildi.

  Yapıma yine kokpit bölgesinden başladım. Bu kez Aires kokpit setini denemeye karar verdim. Uzun zamandır MDC'nin setine alışmıştım, Aires’in tarzı biraz daha değişik, bana biraz yabancı geldi. Koltuğun sırt uç bölgesini gövdeye oturturken biraz dikkatli olmakta fayda var gibi.

  Elemanlar RLM66  rengine boyandıktan sonra muhtelif yıkama süpürme işlemlerine tabi tutuldular. Bu işlemler inceltilmiş yağlı boya yıkama ve gümüş rengi kuru fırçalamadan ibaret.

 Toz pastellerden oldum olası hoşlanmadım. Bana hitap etmiyor. Zırhlı araç yaparsam bakarım. Ama yapmayacağım. Dolayısıyla bakmayacağım.

 Aires gösterge panelini PE parçalar ve şeffaf asetat parça halinde vermiş. Bunlardan sandviç yapmak gerekiyor. Ancak arka tarafı beyaza boyamak şart aksi halde göstergeler yeterli kontrast olmadığından görülemeyecekler.

 Gövdeyi kapatıp ilerlemek pek zor değil. Alıştım da artık bu gövdelere.

 Hasegawa’nın 32 mikyaslı kitlerini yaparken gelenekselleşmeye başlayan bir başka müdahaleye geldi sıra . Yatay dengeleyiciler. “Master Details” in rezin seti gayet iyi iş görmekte. Sonuç olarak gayet başarılı.

 Boyamaya siyah astar ile başladım. Akrilik siyah boya yeterince kuruduktan sonra metal rengine boyamaya geçtim. Alclad alüminyum ile gövde boyandıktan sonra bazı kısımlarda referans resimdeki gibi farklı tonlamalar yapıldı.

 Farklı tonlamalar içinde Alclad ürünleri kullanıldı. Bunu yaparken referansa olabildiğince sadık kalmaya çalıştım.

  

Kanat ucu ve dümenin beyaza boyanmasını müteakip kanat köklerinde görünen kamuflaj boyasının kalıntı izleri yaratılmaya çalışıldı. Boyanın kazınması ile metal rengine dönen tayyarenin bazı kısımlarında boya kalıntıları mevcut. Bu durum referans resimde de görülmekte.

 Islak çıkartma olarak (Swastika ve kanat üstündeki işaretler dışında) uzun zamandır elimde bulunan Eagle Cals'un “EC#88 Bf 109 G-6s JG300 Part 1” setini kullandım. Kanat üzerindeki işaretler ile kuyruktaki swastikalar oldukça yıpranmış ve hatta kazınmış halde olduğundan bunları boyayarak ilerlemeye karar verdim.

Bunun için maske kullanmak en rasyonel yöntem gibi görünüyor. Montex'in maskelerini kullandım. Maskeleri yerleştirip boyamaya geçtim.

 Maskeleri söktükten sonra koruyucu amaçlı bir kat parlak vernik ve kurumayı müteakip en inceden /az inceye yönelen bir zımpara uygulaması yaptım.

Amaç yıpranmışlık hatta biraz kazınmışlık etkisini yakalamak. Sanırım amaca ulaşılmıştır.

  

Egzostlar yine bir ritüel olan Quickboost’un rezin elemaları ile takas edildi.

  Barracudacast’ın rezin tekerlekleri ve G6 pervane seti son müdahaleler oldu.

 Pitot nun takılması, antenin gerilmesini müteakip “Kırmızı 8” G6 camlı ama ahşap dolabın yolunu tuttu

 Hala model yapacak durumdaysak eğer, İyi Modeller  /  Carpe Diem 

 Tolga ÜLGÜR © Şubat 2016

     
     
     
     
     
     

 

Bu sayfadaki yazı ve fotografların tüm hakları  www.ozkanturker.com sitesine ve yazarına aittir. İzinsiz kullanılamaz.