MAKALELER

www.ozkanturker.com


 

Anasayfa      Referanslar anamenü

Le Bourget ve Galveston

Tolga Ülgür

 

  Üstadımız Roger Waters’ın  “The Wall”  2010 / 2011 turnesine çıkmasıyla zaten alarm durumuna geçmiştim. Maalesef turne programında “Memleket” in adı yazmıyordu. Hiç şaşırmadım. Bu durumda yurt dışına açılmak ve başka memleketler bulmak kaçınılmazdı. Ben de zerre kadar kaçınmayarak –eh bir tane yetmez tabii, kaç yılın acısı var diyerek - bu konseri

-2010 sonbaharında ABD’de;

-2011 Haziran’ında Fransa’da birer kez izlemek üzere harekete geçtim (Şu an itibariyle her ikisi de izlenmiş durumda ve sefası sürülmeye çalışılıyor).

Bu “Duvar” olayının, en azından memleketteki iki kişiden birini hiç ama hiç ilgilendirmeyeceği aşikar , lakin camiayı ilgilendirecek kısmı sonradan geliyor. Bu iki gezide de konakladığım bölge yakınlarında birer Havacılık müzesi bulunmaktaydı. Pek hoş;

-Birincisi Paris’teki meşhur  “Le Bourget”.

-Diğeri ise Houston yakınlarında “Galvestone Lone Star” Müzesi.

 

Le Bourget: ( Hava ve uzay müzesi)

 

Hoşbulduk Paris;

 

 

Kaybolduğunu sandığımız çanta irisinin aslında ters dönerek yürüyen bant üzerinde kendince saklandığını anladıktan sonra sözkonusu çantayı ayağa kaldırarak “Charles de Gaulle” den ayrıldık.  Rotayı batıya Normandiya’ya çevirmeden önce bir miktar A1 üzerinde ilerleyerek “Le Bourget Hava ve Uzay müzesi”ne ulaşmak pek de zor olmadı.

Her ne kadar bir hafta öncesinden programa dahil edilmiş olsa da önümüzde gidilecek yaklaşık 1,5 saatlik Normandiya yolu bulunduğundan müzede geçirilecek vakit konusunda sevgili “İçişleri Bakanı”yla aramda görüş ayrılıkları çıkmadı değil. Frenk diyarlarında kabine krizi çıkartmamak için “Camembert” ve kırmızı frenk şarabı eşliğinde akşamüzeri demlenmesine geç kalmamak üzere planlama yapılarak müzede 2 saat civarı bir gezinti süresi için anlaşmış göründük. Eh o zaman vakit kaybetmeden içeri girelim ne bekliyoruz ki?

Vakit kısıtlı olunca doğrudan ilgimi çekecek kısımlara yönelmeyi tercih ettim. Bu nedenle müzenin “uzay” kısmını olduğu gibi gözardı etmiş durumdayım. Aslında nihai hedefimiz gerçek bir “Spitfire” görüp ona dokunabilmekti. Bakalım başarabilecek miyim?

 

Açık alanda yer alan sınırlı sayıda jet dışında tüm uçaklar kapalı alanlarda muhafaza edilmekte. (Bu durum alışık olduğumuz memleket manzaralarına biraz ters ama olsun artık). Müze içeriği uzay bölümü hariç tutulduğunda ;

-          Birinci Dünya Savaşı

-          Ikinci Dünya Savaşı

-          Her iki Dünya savaşı arası dönem

-          ve jet dönemi olarak gruplandırılmış. Ayrıca Concorde için de oldukca büyük bir salon yapılmış ki iki adet Concorde içeride kafa kafaya vermiş olarak ziyaretçilerini beklemekte.

Le Bourget’de içerik olarak Birinci Dünya Savaşı havacılığı oldukça fazla yer tutmakta. Bunları görünce Özkan’ın orta kulak yollarındaki çanları çaldırdım.

Ve fakat bu dönem bana fazlasıyla emekleme (bir türlü yeterince havalanamama) hissi verdiğinden ne yazık ki yeterli ilgiyi gösteremiyorum. Ama yine de içerideki ışık elverdiği ölçüde resim çektiğimi itiraf etmeliyim.

Gördüğüm her objenin resmini çekemedim/ çekmedim ; zaten amacım “bunları çekeyim de bir güzel basayım” olmadı hiçbir zaman. Daha sonra, çektiğim resimleri incelerken ve Özkan’ın da gazlanmasıyla bari şöyle bir derleme yapsak mı düşüncesi ortaya çıktı. Çıkış o çıkış işte.

İkinci Dünya Savaşı dönemi biraz daha zayıf görünüyor sanki  Daha çok parça ile karşılaşmak istiyor insanın canı.  Bunun için Londra’daki “Hendon” şart sanki.

Ancak iyice dökülmeye yüz tutmuş orijinal boyasıyla karşıma çıkan “Heinkel He-111” oldukça ilgi çekiciydi . Ayrıca gerçek bir Spitfire’a dokunarak ruhsal olarak arınabilmiş olmam da not edilmesi gereken unsurlardan biriydi.

Fazladan yazarak o vardı, bu da vardı, bakın şunu da gördüm tadında ilerlemek bünyemde gaz yapıyor; gazın bu türüyle yaşamak pek kolay değil hatta nahoş bile olabilmekte. O nedenle resimlere bakarak oyalanmak en iyisi olsa gerek.

     

     

     

     

     
     

     

     

Galvestone (Lone star flight museum)

 

Texas’ a gitmişken bir parça benzin parası denkleştirip “Galvestone”a gitmemezlik yapmamalı eğer uçaklara karşı bir parça zaafınız varsa. Houston’un bir miktar güneyinde deniz kenarında bir şehir Galvestone. Şehirden ziyade burada bulunan “Lone Star Flight Museum” ilgimizi çekmekte. Kar amacı olmayan ve bağışlar ile ayakta kalmaya çalışan bir müze burası. Ve faal durumda olup gösterilere katılan bazı uçaklara sahip. Bunlar içerisinde beni en çok etkileyen muhteşem “B-17G” oldu. İlk kez bir B-17’yi karşımda görmüştüm ve üstelik çalışır durumdaydı. Birinci elden sesini duyabiliyordum. Havalanışını, uçmasını ve inişini izlemek gerçekten keyif vericiydi (Görmemişlik de ne kötü şeymiş yani).

Hele indikten sonra dibine kadar giderek - sapık damgası yemeyi göze alıp - ısınmış egzostlarını koklamak, perçin sayısına pek de takılmadan sızan yağların damlalarını saymak, vizkozitelerini incelemek vs vs..

Önceden rezervasyon yapılabilseydi hatırı sayılır bir ücret karşılığı bu uçuşlardan birinde yer almak mümkün olacaktı. Ama geç kalmıştık. Bu sene olmadı. Umarım uçak emekliye ayrılmadan gerçekleşebilir bu dilek.

Sürprizler B-17 ile sınırlı değil. Aynı şekilde uçabilen ve birkaç yolcu taşıyan bir B-25 de mevcut programda. B-17’den sonra B-25’in de uçuşu izlendi benzer bir keyifle.

Ne yazık ki 2008 yılındaki “Ike” kasırgasından Galvestone’daki bu müze de nasibini almış. Kapalı alanda olmasına rağmen birçok uçak hasar görmüş. Aradan iki sene geçmesine rağmen bunların bir kısmı salonun uzak bir köşesine sıkıştırılmış durumdaydı ve yanına yaklaşmamız pek istenmiyor gibiydi. Hasar gören bazı uçaklar ise kapsamlı bir onarımdan geçirilmek üzere Colorado’ya gönderilmiş.  Sonuçta sergilenen uçak sayısı oldukça az olsa da, ses çıkarabilen ve hatta uçabilen B-17 ile B-25’i yakından görmek bu eksikliği rahatça rendeleyebilmekte.

Hikayeyi uzatmak yerine mevcut resimlerle ilgilenmek daha uygun olacak diye düşünüyorum.Keyifli seyirler

Tolga Ülgür © 2011

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

                     

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

     
     

     

     

     

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu sayfadaki yazı ve fotografların tüm hakları  www.ozkanturker.com sitesine ve yazarına aittir. İzinsiz kullanılamaz.