MAKALELER

www.ozkanturker.com


 

Anasayfa      Makaleler anamenü

Modelciliğe Uygun Boyahane Yapmak

Ceki Erginbaş

 

Basınçlı hava kaynakları ile boya yaparken karşılaşılan  en büyük sorunlardan bazıları, boyanın modelci ve mekanda bulunan diğerleri tarafından solunması; etrafa yayılan kötü kokuların modelcinin ailesinde sıkıntı, söylenti, tartışma ve en nihayetinde kavga yaratmasıdır. Uzun vadede ilk sorunun (uçuşan boya partiküllerinin solunması) sonuçları daha ciddi olacağı için, modelcinin, boyayı düzgün bir havalandırma sistemi ile  ciğerlerinden uzak bir noktaya, çalıştığı mekanın dışına  yönlendirmesi gerekir.

  Bu iş için  yapılabilecekler, en basit olarak cam kenarında çalışmaktan, açık havada boya yapmaya, mekana vantilatör koymaktan  ihtiyaçlarınıza uygun boyahane imal etmeye kadar  gider.   Benim maceram da  birkaç farklı yöntem deneyip başarısız olmamla gelişti. İlk kez sprey boyayı salonun ortasında, camlar ve kapılar kapalı iken kullanmıştım.  Sonrasında burnumu sildiğimde, mendilde gördüğüm renkler, uçuşan boyaların burnumdan geçip ciğerlerime doğru  gittiğinin trajikomik bir kanıtı gibiydi. Sonrasında  sprey boyayı balkonda  camlar açık bir şekilde  yapmayı denesem de, burnumdan, attığım boyanın rengi çıkmaya devam ediyordu.  Daha sonra ilk boyahanemi yapmaya karar verdim. Sistem çok basitti: tek yüzeyi açık  ahşap bir kutunun tepesinde  aspiratör, ve ucuna bağlı bir  havalandırma borusu.  Ancak bu sistemin de işe yaramadığını, kullandığım bir sene boyunca, hassas burunlu ve titiz annemin  sürekli  söylenmesine maruz kalıp (Yine mi maske takmadın? Ah, hasta olacaksın sonunda! Sadece kendini değil bizi de zehirliyorsun! Nerden girdin bu maket işine!), zaman zaman boya sonrası odayı bir boya bulutunun kapladığını gözlemlememle anlamış oldum. Ergonomiden çok uzak yapısı sebebiyle,  bir sene boyunca  kambur çalışmam da  yanıma kar kalmıştı.  Bu sistemin başarısız olma sebebi, motorun çekme gücünün yetersiz oluşu,  ve aspiratörün stratejik olarak yanlış bir yere, yani tepeye yerleştirilmiş olmasıydı. Fan zaten güçsüzdü, tepede olduğu için yerçekimine karşı çalışmak zorundaydı,  bir de tepeden çıkıp dışarı doğru dirsek yapan  borunun içinden bütün partikülleri itmesi gerekiyordu. Yeni bir sistem gerekliydi.

  Sonunda bu işe son noktayı koymak için, gerekli  para, zaman  ve sabrı harcamaya, ve düzgün hesap edilip tasarlanmış bir boyahane yapmaya karar verdim. İnternetteki pek çok forumu, internet sitelerinin makaleler bölümlerini okuyup, denenmiş sistemleri gözden geçirdim.  Sonuçta kuracağım sistemin iki yönden başarılı olmasına yoğunlaştım:

1) Boyayı  olduğu gibi dışarı vermek,

2)Ergonomik bir kullanım sağlamak.    

    Birinci  sorunu  kesin olarak çözmek, biraz akışkanlar mekaniği bilgisi ve hesabı gerektirdiğinden, internet üzerinde bu işin biz  modelcilerin anlayabileceği şekilde anlatılmış bir kaynağını aradım. Sonunda aradığıma şu makalede ulaştım:

  http://www.briansmodelcars.com/tutorials/tutorial.asp?TutorialID=23&CurPage=1

  Bu makalede, yapacağınız boya kabininde fanı koyacağınız yer, ve kabinin ölçülerine göre ihtiyaç duyacağınız  motor çekiş gücünü nasıl hesaplayacağınız anlatılmış. Hesaplar Amerikan birimleriyle yapılsa da, basit dönüşüm işlemleriyle  ihtiyaç duyacağınız çekiş gücünü  bulabilmenize yardımcı oluyor.  Bu aşamada makaleyi kelimesi kelimesine Türkçe'ye çevirmektense,  genel bir özetini yapıp, hesapları adım adım nasıl yaptığımı  paylaşmayı daha uygun buldum.

 Makalede bahsedilenler genel olarak şöyle: 

Kabin Boyutları

 Boyahane yapmadan önce, ilk  karar verilmesi gereken boyutları. Herkesin çalışma ortamı farklı olacağından, yapacağı kutunun boyutları da  kendi ihtiyaçlarına göre farklılık gösterecektir. Kutu boyutlarını seçerken,  boyayacağınız parçaların içine rahatça sığabildiğinden, ve  içinde rahatça çalışabileceğinizden emin olun. Eğer boyutları gözünüzde canlandıramıyorsanız  strafor veya karton kullanarak geçici bir kutu yapın. Unutulmaması gereken, kutu büyüdükçe gerekecek  çekiş gücünün de  artacağıdır. Çekiş gücü arttıkça, fan fiyatı ve çıkardığı gürültü de artacaktır. Filtreden geçen  havayı dengelemek için, filtre ve fan arasında boş bir alan bırakılmasında fayda var. 

Emiş Yönü 

Boyahanede  fanı koyabileceğiniz, arka, üst ve alt  olmak üzere üç yüzey mevcut. Emiş yönüne karar vermeden,  göz önünde bulundurulması gereken, havada uçuşan boya partiküllerinin yerçekimi sebebiyle aşağı doğru yönelmek istemeleridir. En kolay emiş,  partikülleri zaten gitmek istedikleri doğrultuda yani aşağı doğru yönlendirerek olacaktır. Aynı mantıkla  yukarıdan emişli bir  sistemde, fan yerçekimine karşı savaşmak zorunda kalacaktır. Yani çok daha kuvvetli bir motor gerekecektir. Ayrıca bu yöntemde havada kuruyan boya partiküllerinin  model üzerine toz şeklinde düşmesi de bir diğer olumsuz etki olacaktır. Bu sebeplerden dolayı bu yöntemi baştan elemekte fayda var.   Arkadan emişte ise  aşağıdan emişle aynı çekişi yakalayabilmek için daha kuvvetli  bir fan gerektirse de, yapım kolaylığı bakımından  tercih edilebilir.  Ben bu aşamada kesin çözüm istediğimden  alttan emişli bir sisteme karar verdim. 

Benim yapmış olduğum boyahanenin boyutları şöyle: 

En:80 cm

Yükseklik:40 cm

Derinlik: tabanda 40 cm,  tavanda 25 cm (Tavan kısmının geride olma sebebi, yukardan bakışta daha geniş bir görüş açısı sağlamak. Eski kabinde alnımı  kutunun tavanına yaslamak, veya kambur oturup kafamı içeri sokmak  zorunda kalıyordum.)

Tabanın altında  filtre ve  fanın arasında  10 cm lik bir bölme mevcut. 

Hava Emiş Hızı Gereksinimleri 

Endüstri standartlarına göre,  arkadan emişli bir  boyahanede  yüzey hızının 100 FPM (Feet Per Minute- Feet/Dakika),  Alttan emişli  bir boyahanede ise 50 FPM  olması gerekli. Ben çekişten emin olmak için 55 FPM  gibi biraz daha yüksek bir rakamı hesaplarımda kullanmaya karar verdim.

 CFM (Cubic Feet per Minute- Feet Küp/Dakika)  Hesapları

 Kabinde gerekli  yüzey hızına ulaşabilmek için ,   kullanılacak fanın  çekiş gücünü  CFM cinsinden bulmak için gerekli hesaplar şu şekilde:

 Arkadan emiş CFM: yükseklik x  genişlik x  gerekli yüzey hızı (dernilik hesaba katılmıyor)

Alttan emiş CFM: genişlik x taban derinliği x gerekli yüzey hızı (yükseklik hesaba katılmıyor) Gerekli çevrimler:

1cm= 0,394 inç

1ayak=12 inç

1ayak küp= 0,0283metre küp

Örnek olarak, benim boyahanemin eni 80 cm yani 31,5 inç veya 2,62 ayak, derinliği  40 cm yani 15,7 inç veya 1,3 ayak.

Gerekli emiş gücü=  2,62 x 1,3 x 55 = 187,3 CFM

Türkiye’de satılan aspiratörlerde, çekiş gücü  metreküp/saat  cinsinden belirtilmiştir. 

Metreküp/dakikaya çevirirsek  187,3 x 0,0283 = 5,3 metre küp/dakika

Metre küp/saate çevirmek için  5,3 x 60 = 318 m3/saat

Bu hesaplara bir de tahliye borusunun etkisini katmak gerekir.  Eğer boyayı çok uzun veya çok kıvrımlı, dirsek veren borularla tahliye ederseniz,  gerekli fan gücü de artacaktır.  Benim kullanmış olduğum  boru çok kısa ve düz olduğundan, gerekli çekiş gücüne bir ekleme yapmadım.  

Makalede yazılan bu bilgiler sayesinde gerekli  hesapları yaptıktan sonra,  aspiratör alışverişine çıktım.   Düz aspiratörlerin çok iyi emiş yapmadıklarını bildiğimden, bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine  “salyangoz  fan” kullanmaya karar verdim.   Bu tip aspiratör fanlar daha az elektrikle daha çok emiş yaptıkları için ideal.   İstanbul’da  salyangoz fanlar, Karaköy, Perşembe Pazarında  bulunabilir.   Ben 300 -350 m3/saat’lik bir fan ararken gördüm ki, 480 m3/saat’lik  bir  fan ile aralarında sadece 5 ylt gibi bir fiyat farkı var.  Boyahane imalatı bittikten sonra çekiş yetersiz kalma riskini göz önüne alarak, 480 m3/saat’lik fanı almaya karar verim. Ancak eğer çekiş gücü çok fazla ise, bu sefer de boya makete gelemden fan tarafından emilebilir.

 Bu sorunu da çözmek için, “dimmer” denen  ayar devresinden aldım. Dimmer sayesinde  fanın hızını kontrol edebiliyorsunuz.   Bu parçayı yine Karaköy’de, Bankalar Caddesinde bulunan elektrikçilerden alabilirsiniz.  Yalnız dimmer alırken fan için üretilen dimmer olmasına dikkat edin, zira dimmerin  ışıklandırma sistemleri için kullanılanları da mevcut.   Dimmerin almış olduğunuz fanla uyumlu olduğunu da elektrikçiye kontrol ettirmeyi unutmayın.   Benim 130 Watt’lık  salyangoz fan için, 1000 Watt’lık dimmer gerekti.

Genel olarak boyahane yapacaklara önerim, önce gerekli çekiş gücünü hesaplamaları, sonra hesapladıkları çekiş gücünden daha kuvvetli bir fan alıp, bir dimmer yardımıyla  optimum çekiş gücünü yakalamalarıdır.  

Salyangoz fanların çıkışı  dörtgen şeklinde olduğundan, dairesel borulara bağlamak için bir parça uydurmak gerekli.  Bir soba tamircisinde (ki Karaköydeki aspiratörcülerin sokağında bir tane var) bu parçayı yaptırabilirsiniz. 

Fan alışverişinden sonra sıra  kabinin imalatına geldi. Kabin çizimlerini, tanıdık bir marangoza verip, üretiminde adım adım kontrol ettim. Böyle hassas bir projede, fikirlerinizin birebir uygulandığından emin olmakta fayda var.  Boyahaneyi bu adımdan itibaren marangozla beraber topladık.

Sonuçta resimde görülen boyahaneme kavuştum.

Boyahanenin üzerine iki parçadan oluşan pleksiglas  bir kapak koyduk. Alttaki kapağı açıp çalışırken, üstteki kapak boyanın dışarı çıkmasını engellerken, şeffaf olması sayesinde görüşümü engellemiyor.  Büyük bir parça boyamak istersem, iki kapağı birden açıp kullanabiliyorum.  Boya işi bittiği zaman  kapakları kapatıp, boyahanede toz birikmesini ki bunlar  boya esnasında modelinize yapışabilir, engelliyorum. Ayrıca  boya bittikten sonra,  maketin kuruması için tozsuz ideal bir ortam oluşturuyor. Pleksiglası Karaköy Perşembe pazarı içerisindeki  hırdavatçılar çarşısında kestirdim.

 

İç duvara, boya şişelerini dizip, rahatça çalışabilmek için raflar eklettim. Boyahane alttan çekişli olduğu için, havanın geçmesine izin verirken üzerinde çalışmaya devam edebileceğim kadar dayanıklı bir malzemeye ihtiyacım vardı.  Karaköy Perşembe Pazarında, resimde görünen tel benzeri malzemeyi buldum.   Paslanmaya karşı dayanıklı olmasına dikkat ettim. Bu parçayı ahşap bir çerçeveye oldukça gergin bir şekilde zımbaladım.  Parçanın kolay sökülebilmesi için marangoz, kenarında bir boşluk bıraktı. Kullandığım tel benzeri malzemeyi daha iyi anlayabilmeniz için referans olarak elimi koyup fotoğrafladım.

 

Boyanın, direk motorda birikmemesi, tinerin direk motora gitmemesi  için filtre kullanmak gerekli. Bunun için, herhangi bir yapı markette bulabileceğiniz aspiratör filtrelerinden satın aldım. Bu filtreleri uygun boyutta kesip, teli gerdiğim ahşap çerçeveye arka kısmından tutturdum.  Filtre tıkandıkça, yenisiyle değiştirmek oldukça basit.

 

Filtrenin altında ise motorun girişi gözükmekte. Havanın motora doğru akışını hızlandırmak için, marangoz ahşap parçalardan bir davlumbaz şekli oluşturdu. Motorun  kabine girişinde huni şeklinde bir teneke parçayı, kesip çiçek gibi açarak, kabine tutturdu. Hava yalıtımını sağlamak için,  silikon kullandık.

Motorun kabine bağlantısında  “L” şekilli metal parçaları motora kaynaklattırdık. Soba tamircisinde yaptırdığımız parçayı, motora iyice tutturmak  vida, yalıtımı sağlamak için, silikon ve “duck tape”  kullandık.  Tahliye borusu bu parçadan çıkıp, sağ tarafta balkon kaplamasında deldiğimiz delikten dışarı çıkıyor. Marangoz boyahanenin  montajında ayak kullanmak yerine duvara sabitlemeyi önerdi. Tahmin ettiğimden çok daha sağlam oldu.  Böylece alt tarafta yerden  kazandık.

 

Son olarak, balkondan dışarı verdiğimiz borunun ağzına,  salyangoz fandan artan, dairesel  teli  yerleştirdik. Böylece  kuşların içeri yuva yapma riskini de ortadan kaldırmış olduk. Kulağa komik gelse de, her sene panjurları kuş yuvasına dönen bir aile olarak, bu konuda gerekli dersi almıştık. Tahliyeyi balkon kaplamasını delerek, dışarı vermemizin bir diğer avantajı ise, kışın camları açmadan  rahatça  boya yapabileceğim.

 Boyahanenin üzerine eklediğimiz dolap da,  iyi bir depolama çözümü oldu. Evdeki maket kutularının genişliği hesaba katılarak yapıldı.

Boyahanenin montajı bittikten sonra, sıra performansını test etmeye gelmişti.  Yüksek basınçla  hava tabancasının haznesi boşalana kadar, aralıksız selülozik tiner sıktığım boyahaneden, burnuma hiç bir koku gelmedi.   Düşük basınçta ise, dimmerle  fanın devrini düşürerek, fazla emişi engelledim.  Çeşitli kamuflaj denemeleri yapıp, hiç bir sorun olmadığını gördüm.

Hava kararınca daha rahat çalışabilmek için floresan ekledim.

İki haftalık kullanımdan sonra filtrede biriken boyalar sistemin ne kadar yoğun çalıştığının bir kanıtı gibiydi.

  Sonuç olarak, 2 yıldır süren çileme (özellikle annemin çilesine) akılcı bir yaklaşım ve, biraz para harcayarak kesin bir çözüm bulmuş oldum.  En önemlisi daha sağlıklı bir ortamda maket yapabileceğim.  

 Herkese Bol maketli, az kokulu günler.

Ceki Erginbaş © 2007

 

Bu sayfadaki yazı ve fotografların tüm hakları  www.ozkanturker.com sitesine ve yazarına aittir. İzinsiz kullanılamaz.