GALERİ - Luftwaffe

www.ozkanturker.com


 

Anasayfa  Galeri Menü

Junkers Ju-87B Stuka
Revell (4564)  1/48
Ahmet Dönmez

 

TARİHÇE

Havacılık  tarihi  boyunca pek az uçak Junkers Ju 87 –veya basitçe- “Stuka”[1]  kadar üne kavuşmuştur. İkinci Dünya savaşının  ilk yıllarında hiçbir makine onun kadar yıkıma neden olup insanların yüreğine korku salmadı. Yavaş, çirkin, karşı taraf avcılarına kolayca yem olabilen, kısa menzilli... Bunlara rağmen onun tasarlayanlar için komple bir başarı...

Karada yapılacak bir savaşı havadan destekleyecek  taktik  silah arayışı  1. Dünya  Savaşı sırasında ortaya çıkmıştı ve savaş arası dönemde Almanya ve Amerika tarafından üzerinde  çalışılıyordu, 1930 ların başında  Ernst Udet  tarafından desteklenen bir program[2] kapsamında   Junkers tarafından geliştirilen Ju 87 ilk uçuşunu 17 eylül 1935  de yaptı. Prototip, yön dümeninin iki adet oluşu dışında üretim modellerinin hemen hemen aynısıydı. Uçağın karakteristik özelliği ters martı kanatlar, açıkta duran iniş takımları ve kanopi düzeni, biçimlerini çok az değişiklikle üretim modellerinde de korudular. Bindokuzyüzotuzyedi yılında itibaren üretimine başlanan “A” serisinden 3 uçak İspanya iç savaşı sırasında kullanıldı. Savaş arifesinde  ise Alman Hava Kuvvetlerine  daha gelişkin olan “B” serisi de dahil 460 adet ten fazlası teslim edilmişti. Eylül 1939 da savaş başladığında  ilk saldırıyı Stuka lar gerçekleştirdi. Almanya’nın savaş sırasında kaybettiği ilk uçak da bir Stuka’ydı ! Eylül’ün 27 sinde Polonya teslim olduğu zaman Alman Hava Kuvvetlerinin  31 adet Stuka kaybetmişti. Toplam kaybın yaklaşık dokuzda biri. İyi savunulan yer hedeflerine nokta saldırılarında bulunan alçak ve yavaş uçan fazla denenmemiş bir uçak için hiç fena değil...

Bu  gelecek vaadeden tablo İngiltere Savaşı sırasında  bozuldu. Yavaş ve hantal Stuka süratli ve kıvrak   İngiliz uçaklarına kolay bir yem oldu  ve 1941 yazındaki Sovyet savaşına dek kullanılmadılar. Sovyetler Birliği'ne karşı açılan savaşta Alman ordularının -en azından ilk başta- taktik üstünlüğe büyük katkı sağladılar.  Kanat altlarına yerleştirilen ve son derece etkili mermiler atabilen 2 adet 37 mm lik tanksavar topu ile donatılmış ”G” modeli Sovyet T34 tanklarına  karşı  son derece etkiliydi. Stuka Pilotu Hans Ulrich Rudel savaş süresinde 2.530 savaş görevinde Sovyet Savaş gemisi  Marat’ı batırmak dışında  519 adet tank vurmuştu !

Stuka aynı rolü üstlenebilecek uygun bir alternatif geliştirilemediğinden inanılmaz bir şekilde, tüm savaş süresince, Eylül 1939 dan Nisan 1945’e dek hizmette kaldı. Almanyanın Japonya dışındaki tüm müttefikleri[3] tarafından kullanıldı ve  Toplam  5.700’ün üzerinde üretildi.  Bu kadar büyük bir üretimden günümüze ancak iki örnek gelebilmiştir[4].

 MODEL

Orijinal kalıbı  Hasegawa olarak üretilmiş bu model  2001 yılında Revell tarafından kutulanmış olarak piyasaya sürüldü. Hatırladığım kadarıyla Hasegawa kutulu olarak oldukça pahalıya satılıyordu ve doğal olarak güzel yurdumda tedariki pek  kolay değildi.

Kutudan; sekiz gri renkli, kanopi ve kanattaki far camı için iki adet  oldukça ince ve şeffaf çerçeve, iki farklı uçak için çıkartma çıkıyor. Çıkartmalar kalın ve güven vermez gibi durmalarına rağmen, “Microsol/Microset” gibi yardımcı sıvılara iyi cevap veriyor. Özellikle Çöl kamuflajlı seçenekte yer alan “çöl yılanı” çıkartması umutsuzca uzun, garip ve zor uygulanabilir görünmesine rağmen mükemmel sonuç verdi! Çöl kamuflajlı JU87 son derece çekici göründüğü  için bu versiyonu yapmaya karar verdim. JU87 B-2/trop  yapmak için sadece çöl toz filtresini- köşeli olan-  kullanmak yeterli.

Model kokpit yapımı ile başlıyor, parçalar yeterince detaylı, ön panel için çıkartma verilmiş olmakla birlikte kuru fırça yöntemi ile de tatmin edici sonuç alınabilior. Sepet biçimindeki arka koltuk -plastik enjeksiyon ile eh bu kadar olur işte ! dedirtecek  kadar-  gerçekçi. Ön koltuğun yanlarını biraz inceltmek gerekli, ayakları da gerçeğe uygun değilse de zaten görünmüyor. Benim yaptığım tek ekleme emniyet kemerleri oldu. Oldukça geniş şeffaf alanlar var ve içi görünecek miş gibi durmasına rağmen, kanopi çerçevelerinin sıklığı ve birbiri üzerine binen kanopi parçaları nedeniyle, aslında içerisi fazla görünmüyor.

Sanırım modelin en alingirli bölümü burun kısmı, buradaki  radyatör, üstteki  yağ radyatörü, radyatör alt flabı  bomba atış ayakları gibi parçalar ayrı ayrı ve özellikle  yapım kılavuzundaki 8 numaralı aşama oldukça tehlikeli, fakat parçalar biri birleri ile son derece uyumlu olduğundan herhangi bir rezillik olmadan bu aşamayı atlama şansı çok yüksek! Burun kısmındaki 5 ayrı parçanın  panel çizgilerinden  birbirlerine macun tesviye vb. gerektirmeden birleşmeleri çok temiz, panel çizgileri bozulmamış bir model yapmayı sağlıyor. Modelin en şaşırtıcı özelliği bence bu... Burun kısmı ile ilgili son bir söz; 14. aşamada K13 şeffaf parçayı yapıştırmayı unutmayın, pilotun dalış esnasında yeri görebilmesini sağlayan bu pencereyi sonraki aşamalarda yapıştırmak şimdi hatırlayamadığım bir nedenden dolayı çok zor...

Geri kalan kısımlar sorun çıkarmadan yapılabiliyor. Eğer gerçekçi detaylamaya çok meraklı iseniz, flapları kanatlara birleştiren menteşelerin kabalığı canınızı sıkabilir. Bunları  kazıyıp tel bükerek yenilerini yapabilirsiniz mesela, ama benim sinir yapım  bu kadar derin modelciliğe müsait olmadığından bu  sorun hiç yokmuş gibi davrandım. 

Yükseliş dümenini tutan dikmelerin gövdeye birleşmesi biraz dikkat gerektiriyor, hem birleşme hem de “kaybolabilirlik” açısından... Ben doğal olarak kaybettiğim  için yeniden yapmak zorunda kaldım. Pek tavsiye edilir bir şey değil.

Bir parça  dikkat ve sabır da kanopiyi hazırlarken gerekli. Çok ince ve sık olan çerçeveleri maskelemek  oldukça sıkıcı,  arada kalan çerçevelerin aslında  kokpit içinden geçtiğini unutmayın ve bunlar siyah !  basit bir detay gibi “görükse” de tüm fotograflarda bariz biçimde belli oluyor, Bunu bir avantaja dönüştürebilirsiniz. Dış yüzeyde maskeleyeceğiniz alanları halledin. İçeriden dolaşanları çok ince çıkartma  kağıdı veya maske bantını siyaha boyayarak içerden yapıştırdığınızda   iyi sonuç alabiliyorsunuz.

Yapım ile ilgili son bir ek, maalesef bu versiyonda iniş takımlarındaki ufak pervane şeklindeki sirenleri[5] kullanamıyorsunuz, bunların yerine iki adet sevimsiz tapayı kullanmak zorundasınız.

Naçiz kanaatim, bay Hasegawanın bu  modelde de kaliteden taviz vermediği, eğer bu  kaba saba, garip kanatlı, arkadaki zavallının bir sepete oturtulduğu (70 derece ile sırtüstü dalışa geçtiğinizi bir düşünsenize) sadistik  şeyden  hoşlanmıyorsanız bile yapım zerafeti ve sonuç ürünün mükemmelliği için -en az- bir tane alıp bir kenara atın... 

ÇÖL RENKLERİ  

Afrika savaşının başında Avrupa cephesinden transfer edilen Standart  RLM 70/71/65 renklerine sahip uçaklara cephede üzerine çöl ortamına uyum sağlasın diye RLM 79 “sandgelb” atılmış, Bu  boyama biçimi bazen iri benekler bazen de yumuşak geçişli geniş yüzeyler şeklinde uygulanıyor. Ayrıca kısa ömürlü de olsa  bir kısım uçaklara “Deutches Afrika Korps” “DAK” amblemi uygulanmış.  Mateessüf  Revell  kutusu ile gelen çıkartma setinde bu amblem yok.

Diğer bir boya uygulaması ise, Üretim  Hattından Afrika da kullanılmak  üzere çıkan JU87 B-2/R2Trop[6] (“Richard”, R harfinin hikmet-i mecmuası “Reichweite” –uzun menzilli- esasen “B” gövdesi kullanılıyor) fabrikada atılan RLM 79 alt boya ise RLM 78 açık mavi. Bu iki renk arasındaki  kontrast azlığı yüzünden siyah beyaz fotoğraflarda ayırt etmek olanaksız. Uçak birliklere ulaştıktan sonra RLM 80 (bu da bir tür yeşil ! –ne kadar çok yeşil var değil mi bu adamlarda) benekler eldeki imkanlara göre bazen fırça bazen de tabanca ile atılıyor. Ben yapım aşamasında önce alttaki 70/71 renkleri boyayıp, Cephede yapılmışçasına çöl sarısını sonra attım. Boya kuruduktan sonra panel ortalarını aynı boyanın içerisine beyaz katarak birkaç ton açık ile tekrar boyadım, Muhtelemelen bu uçakların geniş yüzeyleri parlak yakıcı güneş altında oldukça açık ama sürekli kullanım  ve çöldeki killi toprak yüzünden panel araları ve civarı  oldukça kirli idi [7] Bu uçakların ne kadar nadir durumlarda normal beton pistlerden havalandığını da düşünecek olursanız. Uçak oldukça kirli olmalıydı[8]. Panel aralarını 11 numara maket bıçağı ile tekrar çizdim. Panel aralıklarını bu şekilde maket bıçağı ile tekrar geçmek sık kullandığım bir yöntem değil ama “çöl yılanı” oldukça büyük bir  yüzeyi kaplıyor ve kalınlığı yüzünden  yağlı boya ile silindiğinde  panel araları istediğim şekilde dolmayacaktı. Bu aşamadan  yüzeye yarı mat (saten) vernik atıp, Eksoz civarında ve gövde boyunca eksoz islerini yaptım. En son anteni de ince misina ile  çekince olayı  bitirmiş olduk.  

Bu uçak ile daha fazla bilgi edinmek, modelini daha yakından tanımak  isteyenlere yardımcı olacak birkaç kaynak :

 1. Filley, Brian :   “Ju87  Stuka in  Action” , Aircraft No.73,   Squadron Signal Publications, Carrolton, Texas., 1986, Türkiye’de de kolaylıkla bulunabilecek bir kaynak, Prototip aşamasından, geniş kapsamlı bir tarihçe ile başlayıp son üretim modellerine kadar anlatan derli toplu olukça yeterli bir kaynak, ortadaki iki sayfa da renkli profiller de var. Genel düzeni itibarıyla modelcilere yönelik hazırlandığından, değişik serilerdeki önemli özellikler,  farklılıklar özellikle vurgulanıyor. Fiyatı açısından da bence en makul  seçenek.

 2. Hall, Alan: ”Junkers Ju87 Stuka”.  Warpaint Series No.3, Hall Park Boks Ltd., Bedfordshire, 28 sayfa için oldukça pahalı ve fazla bulunmayan bir yayın. Uçağın gelişim sürecini ve operasyonel tarihçesini oldukça geniş anlatmakla beraber modelinize fazla yardımcı olabilecek gibi görünmüyor. Detaya yönelik çizimler açısından zengin değil. Buna karşılık boyama paterni ve renkler, filo amblemleri kapsamlı bir şekilde verilmiş. Mevcut az sayıda fotograf da sık rastlananlardan.

3. “Junkers Ju87 Stuka”, Famous Airplanes of   the World., Bunrin-Do Co. Ltd.,   Japan, 1994.  Japonca  metin, nadir ve iyi basılmış pek çok fotograf , 1/72  oldukça hassas çizimler, Şablon boyut ve ölçüleri, boyama paterni türü pek başka yerde bulamayacağınız  detaylar var, ama önce Japoncanızı oldukça geliştirmeniz gerekli.... 

4. Vanags-Baginskis, Alex,-Metin-, Watanabe, Rikyu -İllüstrasyonlar- “Stuka Ju87”, The Great Book of Worl War II içinde, Crescent Boks, New Jersey, 1996. 632 sayfalık büyük boy bu “lenduha” 12 adet uçağı enine boyuna  inceliyor. İncelemekle kalsa iyi, R. Watanabe adlı bir beyefendinin akıl sınırlarını zorlayan illüstrasyonları da cabası. Bunlar kanat katlanışı veya iniş takımının çalışma şeklini gösteren aksonometrik çizimlerden, inanılmaz detay ve ustalıkta profiller dek uzanıyor, bazı durumlarda çizimler tek sayfaya sığmadığından katlanan iki sayfada yapılmış !, kitabı katletmeyi göze alırsanız, çıkartıp yatak odanızı kaplayabirsiniz mesela.. Birkaç defa Remzi Kitap  Evinde rastladım. Sanırım ara ara getiriyorlar ve gören hemen alıyor, 90 US$ lık fiyatı anlaşılan pek kimseyi engellemiyor. Kitabı gördüğünüzde büyük ihtimalle siz de fiyatı falan umursamayacaksınız.

5. Mondey David, “The Concise Guide to Axis Aircraft of World War II, Cancellor Pres, London, 1996. İşte kolay bulunan, uygun fiyatlı, elinizin altında bulunması gerekli bir kitap.. İkinci Dünya  Savaşı sırasında, Alman, İtalyan ve Japon Hava Kuvvetlerine kullanılmış 137 uçağa ait üç boyutlu çizimler, değişik kamuflaj, renk profilleri, uçağı tanımaya yönelik çizimler boyutlar, kısa tarihçe, operasyonlar, vb. Bu kitap 10 pound civarında bir fiyata, İthal kitap satan kitapçılarda bulunuyor, Bulamadığınız durumlar da yurtdışında herhangi bir kitapçıdan kolaylıkla tedarik edilebiliyor. Eksik bir yan arıyor iseniz, uçakla ilgili konstrüktif detaylara yer verilmemesi, renklerin her zaman gerçeğe uygun olmamasını sıralayabilirim size. Buna rağmen yapmayı düşündüğünüz veya ilginizi çeken bir uçağa yönelim ilk bilgileri edinmenin oldukça pratik ve sağlam bir yolu.

İyi Modeller..

Ahmet Dönmez  © 2005


[1] “Sturzkampflugzeug”

[2] Sofort-Programm – Acil  Program -  “RLM”  Reichsluftministerium (Alman Hava Bakanlığı) Teknik Dairesinin başına Herman Goering  tarafından getirilen Ernst Udet’in  Goering ve Bakanlık üst düzey memurları önünde  Amerikan “Curtiss” uçakları ile gösteri dalışları yaparak Pike Bombardımanın askeri potansiyeli konusunda ikna ettiği tümü ile doğru değil. Udet’in “kendi” fikri olan pike bombardıman fikrini yaymak ve şüphecileri ikna etmek için çalışmalar yaptığı doğru  kısmen doğru ise de 1920’ler de O zamanki adı ile “Hava Savunma Bürosu Uçak Teçhizat  Müfettişliği”  pike bombardıman  ile   hassas vuruş potansiyelinin incelenmiş olduğu biliniyor.

[3] Bulgaristan, Hırvatistan, Macaristan, ,İtalya, Romanya

[4] Kraliyet Hava Kuvvetleri Müzesi / İngiltere de 494085 kuyruk numaralı JU87D4 ve Wisconsin / ABD de İngilizler tarafından Batı Çölünde ele geçirildikten sonra Amerikalılara verilen JU87B-2/trop  modeli..Bu Uçak  ile ilgili  “Experimental Aircraft of Wisconsin” tarafından 1974 yılında restore edildiği dışında fazla bir bilgi bulamadım.

[5] İniş takımlarına eklenmiş, uçak dalışa geçtiğinde  hava akımının çevirdiği basit bir pervane siren ünitesini çalıştırıyordu. Bu sirene “İsrafilin Borusu” adı takılmıştı. Kısa bir süre kullanılmış olmalarına rağmen insanlar üzerinde bıraktığı dehşet etkisi o kadar büyük oldu ki, Bu gün bile “Stuka” en çok bu özelliği ile hatırlanmaktadır.

[6] Bu Modellere “Tropikalizasyon” uygulanıyordu, çöl ortamında hayatta kalmaya yönelik malzemeler, Daha farklı bir motor emme  toz filtresi, revize edilmiş yağlama sistemi  ve R serisi için tasarlanan  300 litrelik kanat altı yakıt tankları. Temel Çöl Tipi Ju87 B2/trop veya Ju87 R2/Trop  idi, Yağlama sistemindeki modifikasyon dışında B2 varyantını R2 den ayıran bir dış özelliğe rastlamadım ama eminim konunun uzmanları pek çok dış fark sayabilirler.

[7] Libya Çölleri  Orta Afrika çölleri gibi  salt kum değil , cep telefonu ile  Murat 124  arası boyutta kayalar, kırmızı, yapışkan  bir toprak  ve seyrek makilik alanlardan oluşuyor.

Konu ile ilgili şüpheleri olan “Messerschmitt  Bf109 in  Action” 1. seri içinde 45. sayfadaki fotografa dikkatle bakabilir !

 

 

 
Bu sayfadaki yazı ve fotografların tüm hakları  www.ozkanturker.com sitesine ve yazarına aittir. İzinsiz kullanılamaz.