|
Anasayfa Galeri Menü | ||||||||
Türk Hava Kuvvetleri Republic Jetleri | ||||||||
Republic F-84G Thunderjet- Tamiya 1/48 Tolga Ülgür | ||||||||
Republic F-84G Thunderjet- Revell 1/48 Ahmet Dönmez | ||||||||
Republic F-84F Thunderstreak - Monogram 1/48 Özkan Türker | ||||||||
Republic RF-84F Thunderflash Heller 1/48 Ahmet Dönmez/Özkan Türker | ||||||||
|
||||||||
Republic F-84G Thunderjet - Tamiya 1/48 Tolga Ülgür
Tarihçe Republic Havacılık Şirketi ve Alexander Kartveli öncülüğündeki tasarım ekibi P-47 “Thunderbot”, F-105 “Thunderchief” de dahil pek çok ağır silah donanımlı, güçlü, büyük ve ağır silahlı avcı uçağı üretimi gerçekleştirdi. Bunlardan biri de, alçak gönüllü bir aerodinamik yapıya sahip, şirketin ilk jet uçağı tasarımı olan F-84’tür. Buna rağmen, üretilen ikinci prototip saatte 978 km. hıza ulaşarak, Amerikan uçakları arasındaki hız rekorunu kırdı. Prototip ve üretim aşamasında sürekli problemlerle karşılaşan F-84, tüm bu sorunlar çözüldüğünde artık demode olmuş bir silah sistemiydi. Şirketin yeni tasarımı geriye ok açılı kanatlı F-84F’de dahil, diğer projelerin sorunları, nükleer silah taşıma kapasitesine sahip bir avcı bombardıman uçağı ihtiyacı ile birleşince, geçici bir çözüm olarak F-84G modelinin üretimine karar verildi. Bu “geçici çözüm” aynı zamanda 3.025 adet ile en çok üretimi yapılan modeldi ! Ek yakıt tankları 3.600 kilometrelik menzil sağlıyordu ve havadan yakıt ikmali yapabilme yeteneği ile yeryüzünün herhangi bir bölgesini taktik düzeyde nükleer silahla vurabilirdi. Tam yükle havalanabilmek için pistte epey koşması gereken F-84G’e “kurşun plaka” gibi, oldukça “şık” bir ad takılmıştı. Bu cesaret kırıcı isme rağmen, Kore Savaşı sırasında yer saldırı görevlerinde uzun süre ve başarı ile kullanıldılar. Kore’deki savaş 27 Temmuz 1953’de sona erdiğinde, F-84’ler 86,408 görev uçuşunda, 50,427 ton bomba atmış ve 22,154 adet roket fırlatmıştı. (Şöyle düşününün: 61,500 civarında Renault 9’u götürüp, birkaç bin metre yükseklikten adamların kafasına atmışlar!) F-84G, Amerikan Hava Kuvvetleri dışında en az on iki ülkede kullanıldı. Envanterinde F-84G yer almayan üç Avrupalı; Batı Almanya, İngiltere ve İspanya’ydı).
Türk Hava Kuvvetleri’nde F-84G'ler 1952 ile 1966 yılları arasında kullanıldılar. Amerika Birleşik Devletleri’nden 1952’de gelen ilk parti Balıkesir’deki 9. Hava Üssü’nde konuşlandırılmış. ABD'den toplam 358 adet F-84G alınmış, bu rakama daha sonraları diğer NATO ülkelerinden gönderilen 121 adet uçak da eklenince toplam rakam 479’a ulaşmış. Modeli yapılan 51-943 numaralı uçak, Haziran 1952’de ABD’den gelerek envantere alınmış ve 1960 yılı başlarında kadar Türk Hava Kuvvetleri’nde hizmette kalmış . Diğer F-84G; 51-10995 ise, 8. Hava Üs, 183. (Akrep) Filo’ya ait. Bindokuzyüzelliüç Mart’ında envantere alınan bu uçak Haziran 1959’da Diyarbakır’da düşmüş ve pilot (Hv.PLt.Tğm. Ruhi Turan) maalesef şehit olmuş.
Model, Tamiya’nın -Doksanlı yıllar- ürünlerinden. Yapımında herhangi bir sıkıntı söz konusu değil. Sadece kit doğru mu? sorularıyla kendinizi sıkabilirsiniz o kadar. Plastik kalitesi ve detay zenginliği üst seviyede. Parçaların birbiriyle uyum sorunu tabii ki bulunmuyor. Silah bölümü istenirse kapak açık olarak da yapılabilmekte. Gövde altındaki bulunan hava freni oldukça güzel kalıplanmış.
Burundan tekerlekli ! olduğundan modelin dengede durabilmesi için buruna ağırlık gerekmekte. Tamiya bunu da düşünmüş ve metal bir bilye marifeti ile, bizi olası zahmetlerden kurtarmış. Sunulan bilye o kadar gıcır ve de parlak ki, insan bir ara bunu kendime saklayıp da içeriye taş mı koysam ? diye düşünmeden edemeyebilir. Sayın bay bununla da kalmamış, ağırlığı gerekli yere sıkıştırmak için ayrı bir plastik parça vererek, bu sıkıştırma sürecini de yapım kılavuzunda insanı hiç sıkmayan sürükleyici bir üslupla anlatmış.
Kokpit detayı tatminkar sayılabilir. Konsollardaki detaylar bana göre iyi. Gösterge tablosu ıslak çıkartma olarak verilmiş. Bu şekilde de idare edilebilir. Ancak bulabilirseniz metal detay setleriyle desteklemek daha hoş olacaktır. Ben bulamadım, ya da üşendim o ayrı.. Bence kokpitteki tek zayıf nokta, ıslak çıkartma olarak verilen kemerler. Bunun yerine piyasadan daha güzellerini bulmaya gayret göstermek yerinde bir davranış olarak kabul edilecektir. Bedavaya getirmek de sizin elinizde…. Eğer saç tellerinizi feda edebiliyorsanız. Kutudan çıkan çıkartmalar yine k-a-l-ı-n. Yapabiliyorsanız, piyasaya çıkarak daha incelerine yönelmekte fayda var. Şeffaf parçaların kalitesi oldukça iyi . Kutudan gövde altındaki pilonlara takılmak üzere hem ilave yakıt tankları hem de 500 libre (Yaklaşık 250 kg.) lik iki adet bomba çıkmakta. Ayrıca kanat uçları kutudan çıkan parçalar sayesinde hem çıplak, hem de yakıt tankı monte edilmiş olarak yapılabilmekte. Sonuç olarak temiz, sorunsuz, hoş ve efendi bir kit.
Bu kiti birkaç yıl önce almama rağmen bir türlü yapmaya niyetim olmadı. Kuytu köşelerde saklayıp durmuşum. İyi de olmuş, zira Özkan ve Ahmet’in planlı ara gazlarıyla bir anda bunu ortak proje platformunda “THK” Türk Hava Kuvvetleri uçağı olarak yaparken buldum kendimi. Vay canına ! pek de hoş oldu esasen.. Yapıma kokpit parçalarını Republic kokpit yeşil’ne (dark dull green) boyayarak başladım. Bu renk, diğer Amerikalı uçak üreticilerininkinden daha koyu bir yeşil. Republic İkinci Dünya savaşında ürettiği P-47’lerde de bu veya çok benzerini kullanmış. Mevzubahis renk için Gunze’nin H302 numaralı yeşil akriliğinden faydalandım.
Burundaki silah yuvasını kapalı yapacağımdan burada yer alan parçaları boyamaya çok fena üşendim. Canım hiç istemedi oraları boyamayı..Sanırım ve umarım ki, bu geçici bir sıkıntı.. Gövdenin kapatılmasını kanatların montajı izledi. Kanatların ucuna yakıt tankları yerleştirildi. Burundaki silah yuvasının kapağının oturmasında az da olsa bir sıkıntı mevcut. Açık yapılırsa bu sıkıntı hiç hissedilmeyecek. Ama ben açık yapmak istemedim; mazeretim ise uçağın genel görünümünü bozmamak. Parçaların uyumu çok iyi olduğundan pek macun işi gerekmedi. Son rötuşlar biraz daha dikkatli yapıldı, zira metal boya en ufak arızayı “kabak” gibi insanın gözüne sokabiliyor.
Metal boya kullanımı konusunda camiada farklı tercihler sözkonusu. Doğrudan enamel silver kullanan da olabiliyor , metal buffing uygulamalarını tercih eden de. Ben ise öteden beri bu konvansiyonel tekniklere ısınamamışlığın verdiği aykırılığı Yurdumuzda pek kabul görmemiş, hatta belki farkına dahi varılamamış olan Alclad II’yi kullanarak pekiştirmeyi tercih ettim. Alclad’ın uygulamasında temel unsur plastik üzerine atılacak astar. Alclad muhteviyatındaki kimyasallar nedeniyle direkt olarak plastik yüzeye uygulanmaya kalkışıldığında hem plastiğe nüfuz etmeye çalışarak zarar veriyor hem de renk istenilen kıvamda olamıyor.Bu nedenle, uygun bir astar kullanımı şart. Boya aşamasından önce modelin yüzeyinin iyice gözden geçirilip en ufak tesviye hatalarının dahi ortadan kaldırılması gerekmekte.
İlk olarak kokpit bölgesi maskelenerek siyah astar tüm gövdeye uygulandı Astar kuruduktan sonra Alclad’ın natural aluminium ürünü düşük basınç ile IWATA boya tabancası marifetiyle uygulandı. Kokuya dikkat edin, pek masum kokmuyor. İyi bir havalandırma şart. Bir süre bekledikten sonra, farklı panelleri dark aluminium ile maskeleyerek koyulaştırdım Alclad ile boyamanın ardından gövdenin üstünde yer alan ve önden arkaya kadar uzanan koyu renkli alan (Anti glare panel) Gunze’nin olive drab akriliği ile boyandı. Yeterince kuruduktan sonra, dikkatli bir maskeleme marifetiyle burundaki kırmızı alan da Gunze kırmızısı ile boyandı.
Boya işleri bittiğine göre sıra çıkartmalara geldi. İlk olarak fors ve kuyruktaki çıkartmalardan başladım. Kullanmış olduğum Turquoise Decal’ in çıkartmaları gayet inceler ve Microsol yardımıyla çok iyi sonuç veriyorlar . Bakım/uyarı işaretleri için, biraz kalın olmakla birlikte, kutudan çıkanları kullandım.
Burunun iki tarafında yer alan siyah kod numaraları (51-943) için koleksiyonumda mevcut Carpena Decals’ın 45 derece açılı siyah rakam setinin ufak bir bölümünü kullandım. Kuyrukta yer alan daha ufak boyuttaki rakamlar (19943) için yine Carpena Decals’ın farklı boydaki siyah rakam setlerinden yararlandım.
Kanopinin alengirli iki renkli ve kafesli yapısı biraz uğraştırdı. Maskelemede Eduard’ın eski tip maskeleri kullanıldı ,bu maskelerin kıfayetsiz kaldığı huysuz bölgelerde ise Tamiya sarı banttan yardım alındı. Flaplar ve bombaların takılmasıyla model bitirildi.
Yapım süresi olarak oldukça uzun süren bir proje oldu bu. İkibinbeş yazının son günlerinde başlanan model türlü gaz kaçmaları nedeniyle bir süre savsaklandı. Hatta bir süre, Özkan ile Ahmet’in yetişmesi için çeşitli pervaneliler ile oyalandım da. Ve nihayet 2006’nın ilk günlerini idrak etme faslındayken bitirdim.(Jet mi sevmiyorum nedir? ) Model insanı yormuyor. THK olarak da bitirilebildiğine göre, “be highly” tavsiye edilir. İyi modeller, Tolga Ülgür © 2006
Republic F-84G Thunderjet - Revell 1/48 Ahmet Dönmez
Revell tarafından, 1998 de piyasaya sürüleceği açıklanan 1/48 ölçek F84 Serisi (E/G) bazı sorunlar yüzünden ancak 2000 yılına satışa çıktı. Modelciler tarafından yoğun talep göreceği bilinen bu model, Tamiya tarafından da üretime hazırlanmaktaydı ve söz konusu durumdan yararlanarak modelini daha önce piyasaya çıkarttı. Olumlu eleştiriler alan bu ürün büyük satış rakamlarına ulaştı. Revell “Thunderjet” ini satışa sunulduğunda ise; tüketici doymuş, deyim yerinde ise tren kaçmıştı. Doğal olarak ben de bir tane Tamiya almış ve hatta yapmıştım bile. Bir arkadaşım hediye edinceye kadar, bir tane daha F-84G yapmak, -hele Revell- aklımda bile değildi.
Açık renk plastiğe basılı son derece ince ve güzel panel çizgileri, nerdeyse kutu boyundaki ıslak çıkartma sayfası,emniyet kemeri, hava freni gibi oldukça yararlı parçaları içeren metal erozyon parça seti ile bu kutuyu geçen yıllar içinde ara sıra rafından alıp bakıyordum. Hem Koreliler kutunun içine bir set daha şeffaf parça “bırakmışlar” dı. Alingirli kanopiyi maskelerken olası bir rezilliğe karşı içim de rahattı. Thunderjet bilmem kaç ayrı parça halinde kutusunda uyurken, Özkan ve Tolga ile birlikte, Türk Hava Kuvvetlerinde ne kadar çok Republic üretimi jet kullanıldığı geyiği, bir anda “ulan yapsak ya birer tane ?”ye dönüştü. Hizmetteki 3 ana tipin de modelleri bulunuyordu. İki ayrı üretici tarafından üretilmiş aynı uçağı da yaparak karşılaştırma yapmak da olası idi.
Uygun çıkartmalar olmadığı için kare forsları ve Türk Bayrağını boyayarak yapan Özkan’ı çalışırken sık sık izlemiş ve Türk Hava Kuvvetleri forsu taşıyan uçak yapma fikrini “bir başka bahara” atmıştım. “Turquise Decal” çıkartma seti ve Özkan’ın mürekkep püskürtmeli bir yazıcıda borda numaraları ve varsa “nose art” basma önerisi ile modeli toplamaya başladım.
Parçaların dökümü çok güzel olmakla birlikte (hiç bir yerde kalıp atım izi, çapak, b.k püsür yok) gövdenin kendisinde ve kanat gövde birleşiminde hatırı sayılır miktarda macun kullanmak zorunda kaldım. Bununla birlikte, ufak parçaların birleşimi mükemmel.
İniş takımı yuvaları ve hava freninin içi epey detaylı, Kokpit de; İyi boyama, akabinde kuru fırça ve kutudan çıkan metal erozyon emniyet kemerleri sayesinde, ek detay setlerine ihtiyaç göstermiyor sanki….Emniyet kemerleri ile ilgili tatsız tek nokta: nedense sadece tokaların verilmiş olması ! ince kağıt veya maske bandından sinir bozucu incelikte şeritleri, bu kemer tokalarından geçirmek hem de bunu dört kere tekrarlamak bünyede kalıcı hasara yol açabilir…
Flapları Tamiya’daki gibi konumları açık ve kapalı konumda yapmak mümkün.Kanatlara alingirli, fakat detaylı ve sorunsuz bir şekilde oturtuluyorlar. Plastik enjeksiyon hava freninin dış yüzeyini metal erozyon olanı ile değiştirebilirsiniz. Plastiği de o oranda detaylı, tek fark aradaki incelik. Hatırladığım kadarı ile Tamiya’dan iki tip; tuzluk gibi, yuvarlak, sık delikli olan erken tip ile 4 adet dikdörtgen açıklığı olan geç dönem hava freni çıkıyordu. Revell “E” tipinin çerçevelerini kullandığından olacak, sadece erken tipi münasip görmüş. Türk Hava Kuvvetlerinde iki tip hava frenine de rastlandığından, referansları kontrolde yarar var. Herhangi bir yarışmada falan başınız derde girebilir!
Silah yükü seçenekleri: iki tane 500 libre genel maksat bombası, bir tane Mark 7 taktik nükleer bomba, (geliştirilen ilk taktik nükleer bomba olma şerefi bu şeye ait. Taa 1962’ye kadar hizmette kalması ne garip değil mi ?) ve iki çift 5 inçlik güdümsüz roketten oluşuyor. Maalesef Revell’den Tamiya da olduğu gibi RATO tüpleri çıkmıyor. Şeffaf parçalar, distorsiyonsuz ve ön cam yerine, “şak” diye oturuyor. Yapıştırmak bile gerekmedi. Boyamayı her zamanki gibi, çeşitli tonlar oluşturup, Tamiya XF22 ile yaptım. Boya iyice kurudu. Sonra, bazı panelleri Alclad ile boyadım. Panel araları hafif yağlı boya ile belirginleştirilmesi, bazı panel dış kenarlarına da belli belirsiz Tamiya Smoke geçildikten sonra iş çıkartmalara geldi.
Başta ben de Tolga gibi, gövde üzerindeki numaraları Carpena’nın çıkartmaları ile yapmak istiyordum. Fakat iş icraat aşamasına gelince, o numaraların benim yapmayı düşündüğüm uçak için fazla büyük olduklarını fark ettim. Bunun üzerine Özkan benim uçak için bir çift “Aklep” çıkartması basarken, gerekli numaraları da fotoğrafın üzerinden ölçülendirerek bastı. Mürekkep püskürtücülü yazıcı ile böyle bir şeyi basarken ne kadar zorlandı bilmiyorum. Ama epey küfrettiği kesin! Baskının suda çözünmemesi için üzerine vernik atıp, sıkı sıkı tembih ederek bana verdi. Çıkartmaların işe yaramayacağında o kadar emindim ki, başka numaralı, kazasız belasız bitirilebilecek bir uçak aranmaya başlamıştım bile. Fekaaaat, çıkartmalar mükemmel sonuç verdi. Son derece ince ve dayanıklılar, yapmak gereken taşıyıcı filmi mümkün olduğunca az bırakacak şekilde kesmek ve fazla ıslatmamak. Borda ve kuyruk numaralarında yıpranmışlık etkisi vermek için biraz hırpalarken bile zorlandım. En son detayları da yerine takıp, kontrol ettikten sonra, yaklaşık bir buçuk yıldır ortalıkta sürünen bu mükemmel model, çekilen “aile fotografı”nda gururla yerini almıştı. Son Not : Her iki model de çok iyi tasarlanmış ve üretilmiş, birbirine denk, sorunsuz kitler olmakla birlikte, Naçiz kanaatim, Revell’in F-84’ü uçağın genel hatlarını yakalamakta daha başarılı olduğu. Yan yana konulduğunda Tamiya daha “tombik” görünüyor. Oysa fotograflardan, uçağın düz kanatlarına rağmen oldukça zarif bir gövde yapısı olduğu belli, bu durum özellikle model çıplak haliyle (çıkartmalar uygulanmadan) daha belirgin. İyi Modeller , Ahmet Dönmez © 2006 Referanslar: 1. Nikolajsen Ole : “Turkish Military Aircraft Since 1912”, Dutch Aviation Society, 2005. 2. Davis Larry, Menard David, “F-84 Thunderjet in action”, Aircraft Number 61, Squadron Signal Publications, Carrolton Texas, 1983. Republic F-84F Thunderstreak Monogram 1/48 Özkan Türker
Republic serisinin ok açılı ikinci kademe modeli olan F-84F 1950'lerin başında tezgaha konmasına rağmen ortaya çıkan pek çok aksaklık ve aksilik sebebiyle gecikmeli olarak kullanıma sürülmüş .Türk Hava Kuvvetleri'ne ise 1959'dan itibaren ikinci-el olarak gelmeye başlamış. İlk parti Fransa'dan gelmiş. Daha sonra Almanya F-104 ile değiştirdiği F-84F'leri Türkiye'ye yollamaya başlamış. İkinci partide gelen bu uçaklar F-84FQ olarak tanımlanmış. Farkları gri/yeşil kamuflajlı ve Martin Baker Mk.5 tipi koltuk kullanılmasıdır. Zaman içinde pek çok kaza-kırım yapan bu uçaklar F-100'lerin gelişiyle 1974 yılından itibaren servisten çıkmıştır. Republic projemiz kapsamında Ahmet'in kolleksiyonunda yapılmayı bekleyen eski Monogram kutulu F-84F'i de tezgaha aldım. Aslında tezgaha da almış sayılmam çünkü geçen yıl Ekim sonu karar verdiğimiz bu projenin bir yıllık bir süresi vardı. Uzun bir süre bu modeli Almanya'dan gelen kamuflaj boyalı F-84FQ yapmayı düşündüm fakat bu uçaklardaki Martin Baker koltuk problemi ve diğer modellerin de metalik boyalı olacağı düşüncesiyle vazgeçtim. Daha sonra gözüme kestirdiğim Icarus sembollü 9022 veya 28795 kuyruk numaralı uçakları yapmayı düşündüm. Bu sembolle ilgili herhangi bir "malumat" bulunmadığından bu fikir de kısa zamanda suya düştü. Her işte bir hayır olması temennisi ile modelin yapımına birkaç ay gecikme ile olsa da başlayabildim... Elimdeki kit kamuflaj boyalı versiyon olarak üretildiğinden plastiği koyu yeşil verilmiş. Kit bilinen güzel Monogram detaylarını içeriyor. Hava alığının girişi aynı zamanda ön iniş takımının da yuvası ve modelin inşaasına bu kısımdan başladım.
Hava alığının montajı sonrasında kokpit kısmına geçtim. Konsollar ve ön borda paneli oldukça detaylı . Kokpit bölümünü de tamamlayıp yerine yapıştırdıktan sonra modelin şaha kalkmasını önlemek için burun kısmına av saçmalarından ağırlık ekledim. Saçmaların zaman içinde dökülüp modelin çıngırak olarak kullanılmasını önlemek için bunları epoksi yapıştırıcı ile sabitledim.
Gövde parçalarında hafif yollu form bozukluğu oluştuğundan gövdeyi kapattıktan sonra oluşan asimetrik yapıyı dolgu macunu ve Flex-i File denilen zımparalama aleti ile toparladım. Bu arada silinen dışa detay çizgilerini 11 numara bıçak ile çizerek şekillendirdim. Gönül modeli baştan aşağı silip içe detay açılmasını isterdi ama bu yaştan sonra bana göre değil bu teknik...
Modelin montajı bitince geriye metalik boyama işi kaldı. Ama soba boyar gibi sprey metal atıp kurtulmak pek mümkün olmadı . Zira montaj aşamasında oluşan bazı arızalı yerler daha ilk kat boyada "kabak gibi" kendini gösterdi. Bunların düzeltilmesi, tekrar boyanması derken modeli tek kat ince boya ile bitirme hayali suya düştü. Dışa detay oluşu nedeniyle hafif zımpara yerine bezle parlatarak yüzeyleri mümkün olduğunca düzelttim. Boya olarak Humbrol Metalcote Alüminyum ve tonlamalar için de Tamiya akrilik X-11 Silver kullandım. Kırmızı bantlar ise Gunze Sangyo akrilik H86 Red Madder . Bu kırmızı modelde kullandığım Turkuaz Decal'in milliyet işaretleri ile aynı tona sahip.
Model üzerinde olması gereken servis çıkartmalarının büyük kısmı ne yazık ki kit içindeki sette çıkmadı. Ben de mevcut yedek çıkartmalardan bulabildiklerimi kullandım. Numaraları ise yazıcıdan şeffaf çıkartma kağıdına bastırdım . Onlar da oldukça ince ve zahmetsizce yapışıp kaldılar ; önce ve sonra vernik kullanma gereği kalmadı. İyi modeller Özkan Türker © 2006
Republic RF-84F Thunderflash Heller 1/48 Ahmet Dönmez - Özkan Türker Republic serisinin foto-keşif türevi olan bu model Türk Hava Kuvvetleri'ne RT-33'lerin yerini almak üzere 1956'dan itibaren yardım kapsamında girmeye başlamış. Burun kısmına yerleştirilmiş altı adet kamera haricinde hava girişlerinin içinde dört adet makineli tüfek ile silahlandırılmıştır.Bu uçaklar 1974 Kıbrıs Barış Harekatı'nda 20 Temmuz sabahı uçan ilk uçaklarımızdır. Modelini yaptığımız uçak Diyarbakır 184. Keşif Filosu'nda görev yapmıştır.
Republic projesi ortaya çıktığında elimizde uzun zaman önce Ahmet'in bin bir zahmet ile toparladığı model vardı. Heller'in kabartma detaylı bu modeli pek de detay zengini sayılmaz. Bu sebeple burundaki kamera bölümüne ilave detaylar yapılmış , kokpit ve hava frenleri için Reheat'in metal-erozyon detay seti kullanılmıştı. Vietnam kamuflaj tabir edilen şekilde boyanmış model vitrinde uslu uslu dururdu. Proje kapsamında elimizdeki ikinci RF-84F kitini yapmayı düşünmüştük ki kutunun bir şekilde sırra kadem bastığını gördük ... Akıbeti konusunda fikirler yürütürken mevcut modeli elden geçirerek kullanmayı münasip gördük...
Buraya kadar her şey masumane bir fikirden ibaretti . Ancak modeli tezgaha alınca durum biraz farklı seyretti. Heller'in her an sürprizlere açık olan plastiği sayesinde model birkaç kez kırıma uğrayınca "elden geçirme" işi ağır ameliyat haline dönüştü. Öyle ki model tamamen sökülerek yeniden toparlandı. Bu arada dışa detay çizgilerin hepsi silindi. Kanatlardaki finlerin yerine daha inceleri yapıldı. Burundaki kamera pencerleri yenilendi. Kanopi parlatılarak "Future" ile yıkandı.
Boyama aşamasında F-84F ile aynı boyaları paylaştılar. Boya sonrası panel çizgileri 0.3 kurşun kalem ile tekrar çizildi. Bu çizgileri fırçalayarak yüzeye karıştırdığımda rengi biraz daha koyulaştı. Milliyet işaretleri doğal olarak Turkuaz Dekal'den temin edildi. Akrep sembolü ve numaralar ise yazıcıdan çıkartma kağıdına basıldı. Burundaki iki renkli kuşak Tamiya maskeleme bantı marifetiyle boya tabancası ile atıldı. İyi modeller Özkan Türker © 2006
|
||||||||
Bu sayfadaki yazı ve fotografların tüm hakları www.ozkanturker.com sitesine ve yazarına aittir. İzinsiz kullanılamaz. |