|
Anasayfa Galeri Menü | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
P-47D30 Thunderbolt | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Tamiya 1/48 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Tolga Ülgür | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Bir günah çıkarma vesilesi olarak tanımlamak mümkün bu seferki plastik birleştirme faaliyetini. Daha önce bitirmiş olduğum Türk Hava Kuvvetleri işaretleri taşıyan P-47 Thunderbolt modeli, kimi sıkıntılar nedeniyle pek içime sinmemiş olmalı, ki yeni bir tane yapma ihtiyacı hisseder olmuşum günden güne. Vardır mutlaka kimi kusurları, günahları. Arındırma ihtiyacı hasıl oldu. Bunun için yeni bir tane yapmam gerektiğine kendimi de kolayca ikna etmişim ; Gizemli , iyi bilinmeyen şehir efsaneleri peşinde koşmak yerine, pekala bilinen klasikleşmiş bir tane yapma niyeti ağır bastı. THK açısından “klasik” deyince de akla kırmızı burunlu bir P-47D30 geliyor haliyle. Eh, “hoş gelmişse sefa da getirmiştir” diyerek devam edelim.
Pek zor değil. Kitaplıkta, modelciliğimin neolitik dönemlerinden kalma Havacılık Müzesi bültenlerini aramaya başladım günah çıkarmaya başlamadan önce. Gizlendikleri yerden gün ışığına çıkarıp işe yarar neler olabilir diye göz dolaştırma faaliyetlerine yöneldim. 1990 yılı mart ayında yayınlanmış olan Havacılık Müzesi Model Uçak Bülteninin (Sayı 1) Türk Havacılığı bölümünde THK’de kullanılan P-47 Thunderbolt’ lar hakkında bir makale vardı. Rahmetli Nejat Deryakulu tarafından kaleme alınmış makaleden bir bölümü aşağıya aynen aktarıyorum:
“ Avrupa’daki Amerikan birliklerinden küçük bir bakım ve onarım gördükten sonra çoğunlukla uçarak Türkiye’ye gelen Thunderbolt’larla hemen intibak eğitimine başlanmış ve Türk pilotları bunlarla havadan havaya, havadan yere ve bilhassa sektirme bombardımanlarda çok başarılı olmuşlardır.
İlk geldiklerinde gördükleri onarım ve parça değişimi nedeniyle bazı Thunderbolt’ların motor kaputlarında renk farklılıkları görüldüğü gibi bazılarının üzerinde resimler (nose-art), çeşitli yazılar, birlik amblemleri gibi işaretler bulunmaktaydı. Bunlar zamanla üs ve fabrika seviyesi bakım ve onarımlarda silinmiş olmakla beraber uçları sivri madeni kalemle çizildikleri için şekillerin izleri bazı uçakların yaşamı süresince devam etmiştir.
Thunderbolt’lar Türk Hava Kuvvetleri’nde boyasız (madeni) olarak kullanılmışlardır. Yalnız motor kaputu ön yanağından başlamak üzere kanopi önüne kadar ve kanopi gerisinden de dikey stabilizeye kadar üst gövde, göz kamaşmasını önlemek amacıyla, mat siyah veya mat zeytuni yeşil renge boyanmıştır. Thunderbolt’lar kanat üstü ile altlarında ve arka gövde yanlarında klasik beyaz kırmızı kare, dikey stabilize yanlarında da Türk bayrağı milliyet işaretleri taşımışlardır. Thunderbolt’lar ilk geldiklerinde Türk Hava Kuvvetleri henüz üs kuruluş düzenine geçmediğinden, her alayın bir numarası vardı ve ayrıca görev veya teçhiz edildiği uçak tipine göre birlikler av alayı, bombardıman alayı, keşif taburu gibi adlarla anılırdı. Sonraları alayların numaraları yanında YAVUZ, FATİH gibi ünlü Türk büyüklerinin; DEPREM, TAYFUN, YILDIRIM gibi doğa güçlerinin ve SAKARYA, İNÖNÜ, ÇALDIRAN gibi zaferlerin isimleri verilmeye başlandı. Birlik uçakları arka gövde yanlarında bu isimleri temsilen kod harfleri ve numaraları taşıdılar. Thunderbolt’larla teçhiz edilmiş alaylarımız uçaklarının taşıdığı bu işaret ve numaralara örnek şunlar verilebilir: YL-03 Yıldırım av alayının 3 numaralı uçağı TY-10 Tayfun av alayının 10 numaralı uçağı DE-21 Deprem bombardıman alayının 21 numaralı uçağı FT-73 Fatih av alayının 73 numaralı uçağı
Uçuşlarda birlik uçaklarının birbirlerini tanımalarını kolaylaştırmak amacıyla bir müddet renk kodları kullanılmıştır. Spitfire, Hurricane ve Focke-Wulf gibi uçaklarda pervane abağı; Thunderbolt’larda ise motor kaputu yanağı kuşak halinde kırmızı, beyaz, mavi veya sarı renge boyanmıştır. Thunderbolt lar 1954 yılına kadar THK de hizmet vermişlerdir.”
Aslında çok da derinlere inilecek bir durum yok . Özkan ile yaptığım iştişareler neticesinde makalede yeralan profili doğru kabul ederek ilerlemeye karar verdim. Klasik görünümde, burnu kırmızı bantlı Tayfun filosuna ait TY-10 (44 -33810) kod numaralı P-47 idi seçtiğim yegane profil. Elimdekileri ve Özkan ın sağlamış olduğu muhtelif THK ne ait P-47 resimlerini inceleyerek boya ve detaylandırmalarda neler yapılması gerektiği konusunda kendimi ikna etmeyi başardım. Velhasıl artık başlayabilirdim.
Başlangıç tipik bir “Rehabilitasyona giriş 101” dersi tadında . Tamiya’nın mükemmel kitini tekrar anlatmaya gerek yok bu zeminde. Bütün gezegen bunun farkında olmalı . Hala farkına varamayanlar bir kadeh single malt ayran eşliğinde eski yazılara bakabilirler. Bir diğer konuyu tekrarlamakta fayda var mı bilemiyorum ama yine de yazalım. P-47D30 yapmak için Tamiya’nın “M” modelini seçmek gerekiyor. Zira sadece bu kitten D30 larda bulunan düz kokpit zemini çıkmakta.
Gösterge panelinde -artık gelenekselliğin dibini zorlayarak -bir kez daha Eduard’ın metal setini tercih ettim. Kokpit elemanları “Republic kokpit yeşili”ne boyandılar. Koltuk kemerleri tahmin edildiği üzere Eduard markasını taşıyorlar.
THK de kullanılan P-47 lerin kuyruk yüzgecine en uygun ya da doğru parça kutunun sundukları arasından seçilerek, gövdeye monte edildi. Ve gövde montajı tamamlandı. Bu sefer yeterince doğru olmuştur kanaatindeyim . Kanatlar da zaten sorunsuz bir birleşme sağladıklarından pek fazla lafa gerek kalmıyor.
Tekerlekler Ultracast’ ın #48121 rezin ürünleriyle değiştirildi. Bu da ayrı bir bağımlılık oldu. (evet evet tıksırıncaya kadar Ultracast!!) Bunun dışında kutudan çıkan parçalar ile devam edildi. Gövde toparlandıktan ve bahsetmeyi gerektirmeyecek kadar az miktarda tesviye gördükten sonra Tamiya siyah akrilik ile boyanarak Alclad için bir astar kat yaratılmış oldu. Makul bir süre kurumasını bekledim. Yaklaşık birkaç gün iyi gider. Belki yağmurlu havalarda biraz daha fazla . Ardından Alclad ile boyamaya başladım.
Motor kaportasının ucundaki kırmızı kısım Tamiya kırmızısına boyandı. İlaveten gövde ve kanatlardaki kare forslar da metazorikman maskelenerek boyandılar ( Zira bu boyutta ıslak çıkartmaya rastlamış değilim). Kırmızı ve beyaz renkler için kullanılan marka yine Tamiya akrilikleri oldu.
Kuyruktaki bayraklar Turquoise decals’in setinden alındılar. Gövde yanındaki TY-10 ibareleri yedek kutusundaki çeşitli artık setlerden eşleştirilerek elde edildi. Benzer şekilde kanat üzerindeki pike açı çizgileri de yedek kutusunda ele geçen siyah renkli artık dekallerden kesilerek elde edildi.(Bunları incecik maskeleyerek boyamaya çok ama çok fena halde üşendim)
Eduard maskeler yardımıyla kanopi parçaları boyandı ve yerlerine yerleştirildi. Gövde ve kanatlarda bir miktar eskitme ve egzost izinin yapılmasıyla model bitirildi.
Bu daha bir içime sinmiş gibi duruyor. Sonuç yeterliymiş gibi göründü gözüme. Bu durumda geriye kalan, THK P-47 si faslını kapatıp yapılması gereken (sayı olarak üç elin parmaklarını geçmez) diğer Thuderbolt lara yönelmek için uygun zaman ve de yeterli gaz birikimini kollamakmış gibi görünüyor.
Hayırlı modeller Mayıs sonu 2013 Tolga ÜLGÜR
|
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Bu sayfadaki yazı ve fotografların tüm hakları www.ozkanturker.com sitesine ve yazarına aittir. İzinsiz kullanılamaz. |