|
Anasayfa Galeri Menü |
Mig-21 F-13 |
Trumpeter 1/32 |
Ahmet Dönmez - Özkan Türker |
Tarihçe : İlk nesil jetleri İkinci Dünya Savaşı sonlarında geliştirilen Alman teknolojisine dayalı Sovyetlere Birliğinde 1950 ortalarında Gerçek anlamda süpersonik uçak tasarımlarına başlanmıştı. Delta kanatlı Mig-21 bu aerodinamik çalışmalar sonucunda ortaya çıktı. Prototip modeli “E-5”, 1955 yılında ilk uçuşunu yaptı ve 1959’da Mig-21 olarak filo hizmetine girdi. Av ve önleme rollerini tek bir uçakta toplayabilen ilk başarılı Sovyet tasarımı olarak nitelenmektedir. Mig-21 oldukça hafif, manevra kabiliyeti yüksek ve az güçlü “after burner” ile Mac2 süratlere ulaşabilen bir uçaktı. Önleme görevi için tasarlanan her uçak gibi kısa menzilliydi ve mevcut yakıtın üçte ikisi tüketildiğinde, ağırlık merkezi arkaya doğru kayıyor, uçağı nerdeyse kontrol edilmez hale getiriyordu ! Bir önleme uçağında bulunması gereken süratli irtifa kazanma özelliği için çok uygun olan delta kanat ise ani dönüşlerde ciddi sürat kayıplarına sebep oluyordu. Tüm bunlara yarı dolu yakıt ve 2 adet “Atoll” havadan havaya füzesi ile havalanan bir Mig-21’in tırmanma sürati F-16A’dan çok da aşağı kalır değildi. Yetenekli bir pilot ve gelişkin havadan havaya füzeler ile donandığında Mig-21 ciddiye alınması gereken bir rakipti. Yer destek görevlerini yıllar içinde değişken geometrili kanatlar sahip Mig-23 ve Mig-27’ye bıraksa da, bu özeliği nedeniyle, Mig-29 tümüyle hizmete alınana kadar, gelişkin Amerikan av uçakları ile it dalaşında baş edebilecek en uygun uçak olduğu düşüncesi ile hizmette kaldı. Kaynaklar pek uyuşmasa da, 10.000’in üzerinde üretildiği biliniyor. Bunlardan yaklaşık 200 tanesi Çekoslovakya tarafından üretilmiş. Çin Halk Cumhuriyeti’nde ise, F-13 modeli J-7 ve J-7A olarak lisansla üretilmiş.[1] Üretici Çin ve Sovyetler Birliği tarafından Mig-21 pek çok ülkeye ihraç edildi ve uçağın basit yapısı, düşük bakım maliyetleri nedeniyle, daha karmaşık yapıları işletemeyecek, imkanları kısıtlı ülkeler tarafından çok uzun süre hizmette tutuldular. Bu süre boyunca; Vietnam’da, Arap-İsrail, Hindistan ve Pakistan arasındaki çatışmalarda, Angola’daki iç savaşta kullanıldılar.[2] Günümüzde pek çok ülke tarafından hala kullanılmakta olan bu uçak için İsrail , Romanya ve Rusya upgrade paketleri üretmekte ve bu çalışmalarla uzun bir süre daha etkin bir silah olarak kullanılacak gibi görünmektedir. Yapım :
Ufak boyda bir bebek küveti boyutlarındaki şöför mahalli 60’yılların berber koltuğu ile bir tahtırevan çiftleşmiş gibi duran koltuk dışında fena değil. Aslında kokpit duvarlarında ve etrafta yer alan düğmeye benzer şeyler gerçekten orada olmalı mı ? veya doğru yerdeler mi ? ondan da pek emin değilim. Fakat boyanıp, gölgelenip, gerekli tüm parçalar yerine takıldıktan sonra oldukça şık duruyor. Onu da samimiyetle ifade edeyim.
Ön panel ön yüzey ve filmden oluşuyor, Ön yüzeyi boyayıp, kontrastı artıracak beyaz bir tabakanın önüne filmi yerleştirdiğinizde oldukça inandırıcı bir nesne elde etmek mümkün. Kokpitin arkasındaki sarı yakıt boruları, ön panelin üzerindeki gun camera ve onun aksamı da gerçeğine epey benziyor.
Kokpitin önündeki boşluktaki şu , piknik tüpü ve kamyon aküsüne benzer şeyleri de boyayıp toparladım. Bu bölüm için kapak olarak verilen şeyin yerine oturmayacağı her halinden belliydi ama, bu benim vazife ve selahiyet alanıma girmediğinden hiç takılmadım. Nasıl olsa o şeyle Özkan uğraşacağından, ona “kapak” olacaktı ! O bölge ile ilgili bir referansa rastlamadığımdan doğruluğu, yanlışlığı üzerine ahkam kesemeyeceğim.
Kokpit ve civar bölgeler için kullanılacak yeşilimsi mavi boya elimde olmadığı için karıştırmak gerekti. Bu yöntemin tek kötü tarafı, uzayıp giden projelerde, bir daha aynı boyayı elde etmek isterseniz saçınızı başınızı yolma olasılığı. Nitekim aylar sonra bazı yerlere rötuş yapmak isteyen Özkan’ın başına gelen de bu…
Oldukça detaylı ve boyandığında bir jet motoruna oldukça benzeyen motor maalesef tümüyle gövde içinde kalıyor . Eğer; arka yarıyı sabitlemeyip ayrılabilir yapsanız bile, pek yararı yok . çünkü açık tarafta kalan uçağın kıçında, soba borusu gibi bir bölüm. Kalıpları tasarlayan muhteremler de bunu farkında olduklarından, birleşim yerlerini en olmayacak yerlerden bölmek suretiyle bitirmişler olayı. Ben, Çinli’ye takılmadan boyadım aslanlar gibi. Motor ön gövde ile sorunsuzca birleşiyor, gövde yarıları da öyle, fakat gel gör ki; gövdenin arka bölümü aynı fikirde değil, yön dümeni ile birleşim ve ön ve arka yarıların birleşimi korku verici şakaymışçasına kötü. Sonuçta bu bölümü sytren çubukla doldurmak ve çok uğraşmak gerekti.
Gövde üzerindeki panel çizgileri ve perçinler biraz kalın olmakla birlikte detaylar yerli yerinde. Bir önceki varyantta gövdenin iki tarafında birer tane olan otuzar atımlı NR-30 30 mm.lik top, F13 modelinde, havadan havaya atılan roketlerle ilintili elektronik cihazlara yer sağlamak için bire indirilmiş. Uzatmayalım; gövdenin sol yarısında yer alan bu top, yuvası, hava frenleri ve iniş takım yuvalarına elden geldiğince detaylı. Yürek mangal kadar olsa, bu ölçekte çok daha fazla detay eklenebilirdi, ama dediğim gibi, mangal kadar değil o meret..
Muhtemelen, oldukça ağır bu modelin yere kapaklanmasını önlemek için metal olarak verilen iniş takımı dikmeleri ilk bakışta pek ümit verici görünmüyor. Fakat, iyi kalitede dökülmüş bu elemanlar dikkatle temizlenip astarlandıktan sonra durum değişiyor.
Gerçekten “lastik”ten mamul lastikler, plastik jantlara sorunsuz oturuyorlar ve boyanmasalar bile görünüm epey inandırıcı. Dikmelerin vida ile tutturulduğu iniş takımı yuvalarına bir iki tel iliştirmeden edemedim Alt ve üst veya sağ/sol (nereden baktığınıza bağlı doğal olarak) olarak verilen hareketli yüzeyler kanatlardaki ve yön dümenindeki yerlerine kolayca oturup, yapıştırıcı bile kullanmadan sabitleniyorlar. Git gide uçağa benzeyen modeli kanatları gövdeye birleştirmeden, bundan sonra cebelleşerek olan Özkan’a devrettim. Özetle: Açıkçası ne Trumpeter’den ne de 1/32 ölçekten fazla hoşlanıyorum. Buna rağmen; oldukça doğru detaylara sahip, kalın/derin panel çizgileri ve yukarıda söz ettiğim problem dışında çok önemli bir defosu olmayan bu modelden güzel bir 1/32 Mig-21yapmak mümkün. Ahmet Dönmez © 2007
[1] Şimdi anlaşıldı mı, elin Çinli’si neden üretmiş Mig-21F13 modeli tayyareyi ? [2] Mig-21’in bilinen son “kazası” 1999’da Pakistan Donanması’na ait bir uçağın Hindistan hava sahasını ihlali sonucu gerçekleşmiş!, bu olay, Düşürülen uçağın Breguet Atlantique olmasına atfen “Atlantique Incident”olarak anılıyor-muş
Model Ahmet'ten geldiğinde test uçuşunu tamamlamış direk boyamaya hazır haldeydi. Birkaç minik ilaveyi müteakip boyama geçtim. Uçağımız Kuzey Vietnam Hava Kuvvetleri'ne (VPAF) ait metal üzerine yeşil benekli bir model olacaktı.
Modelin tamamı metal (Tamiya X-11) boyandıktan sonra serbest olarak boya tabancası ile yeşil benekler atıldı. Ancak bu şekilde boyanmış modelin çok iyi görünmediği düşünülerek yeşillerin geçişi daha keskin olacak bir yöntem denemeye karar verdim.
İkinci deneme yeşil zeminin maskelenerek üzerine metal atılması şeklinde oldu. Maskeleme malzemesi hafif sıvılaştırılmış beyaz tutkal. Tamamen kuruduktan sonra metal renk uygulandı...
Maskelerin kaldırılmasından sonra sert geçişli bir parçalardan oluşan bir boyama ortaya çıktı. Çok ince zımpara ve su ile yapılan yumuşak geçiş sağlama çalışmaları da ilk denemede olduğu gibi iyi sonuç vermedi...
Mevcut kamuflaj üzerinden tekrar serbest elle düzeltmeler yaptıktan sonra yeşil boyanın metal üzerine sıçradığı yerlerde metalik kalem ile düzeltmeler yaptım.
Cam kısmında oturma problemlerini çözmek için Kristal Klear kullanmak gerekti. Ağır makyajlı kamuflaj çalışmasından sonra çok az miktardaki ıslak çıkartmaları yerlerine uygulayıp son bir vernik işlemi yaptım. Eskitmeler için yağlı boya ve gölgelendirmeler için boya tabancası ile smoke kullandım.
|
Bu sayfadaki yazı ve fotografların tüm hakları www.ozkanturker.com sitesine ve yazarına aittir. İzinsiz kullanılamaz. |