|
Anasayfa Galeri Menü |
K-19 |
Zvezda 1/350 |
Ahmet Dönmez |
Tarihçe : Balistik nükleer füzeler ile donatılmış ilk Sovyet nükleer denizaltısı olan K-19, aynı zamanda başına çeşitli ciddi kazalar gelmiş, oldukça talihsiz bir gemi. Denize indiriliş töreni sırasında, geminin pupasında şampanya şişesi kırma adetinin, geleneklerin aksine bir erkek tarafından gerçekleştirilmesi ve şişenin kırılmaması mürettebat tarafından kötü bir kehanet olarak algılamış. Eh, haksız da değiller sanki… Kasım 1960’da tamamlanmasının ardından, 30 Nisan 1961’de göreve hazır hale getirilmiş. İnşası, donatılması ve görevi sırasında yaşanan can kayıpları yüzünden “Hiroşima” adını almış. Gemi’nin yıllar sonra çevrilen filme de konu olan nükleer kazası, 4 Temmuz 1961’de Kuzey Atlantik’te gerçekleştirilen manevralar sırasında yaşanıyor. Reaktör soğutma sistemindeki bir sızıntı reaktördeki su basıncını düşmesine ve reaktördeki ısının kontrol altına alınamaz şekilde 800 santigrat dereceye yükselmesine neden olur[1] (Bu ısı yakıt çubuklarının erime ısına yakın-mış). Bu rezillik yeterli değilmiş gibi, uzun menzilli radyo vericisindeki ayrı bir arıza da Moskova ile haberleşmeye engel olmuş. Bu arızanın bir nükleer patlamaya neden olabileceği; olası patlamanın da, süre giden Soğuk Savaş ortasında, Amerika Birleşik Devletleri tarafından saldırı olarak algılanabileceğini düşünen gemi ile mürettebatı kurtarmak düşüncesindeki kaptan’ın kararı ile reaktör subayları ve gemicilerden oluşan sekiz kişilik bir ekibin arızanın olduğu bölüme girip geçici de olsa ısıyı düşürmesi sağlandı. Önerilen çözüm, bölümdeki havalandırma valflerinden birini keserek buraya bir su borusu bağlanmasıydı. Gemide radyasyon korunum elbiseleri bulunmamakla birlikte, mevcut kimyasal saldırı koruma elbiselerinin kendilerini bir süre de koruyabileceğine inanan ekip içeri girerek çalışmaya başladı. Radyoaktif buharı geminin diğer bölümlerine saçma pahasına da olsa, pompalanan soğutma suyu işe yaradı… Kaza neticesi; mürettebatı ve çeşitli bölümleri radyasyona maruz kalmış, nükleer füze taşıyan bir gemiye sahip kaptan, güneye, dizel denizaltılarla buluşabileceği bir bölgeye doğru yol aldı. Bir hafta içinde sekiz kişilik tamir ekibinin tümü ölmüştü. Mürettebatın isyan edeceğinden çekinen kaptan gemideki ateşli silahların bir bölümün denize atıp, yardım çağrılarına cevap veren Sovyet dizel denizaltısı S-270 ile buluştu. Bu yardım çağrılarına cevap veren civardaki Amerikan su üstü gemilerine Sovyet askeri sırlarını vermek istemeyen Zateyev bu talepleri red etti. Yedekte çekilen ve mürettebatı kurtarılan K-19 üsse döndüğünde 700 metrelik bir alana radyasyon yaymaktaydı. Hasar gören reaktörün yerine yenisi yerleştirildi ve bu tamir iki yıl sürdü. Bu süre içerisinde çevre ve çalışan işçilerinde bir bölümü radyasyon zehirlenmesine maruz kaldı. Tamir sürecinde arızanın üretim sırasında soğutma devresine düşürülen bir kaynak elektrodunun neden olduğu anlaşıldı! Tamir sonucu donanmaya geri dönen K-19’un adı artık Hiroshima idi… Daha sonraki kazalar ilkiyle kıyaslandığında oldukça basitti! Onbeş Aralık 1969’da Amerikan denizaltısı USS Gato ile Barents Denizi’nde 60 metre derinlikte çarpıştı. Sonar sistemi hasar gören K-19 acil durum balast tankları ile yüzeye çıkabildi ve üsse döndü. Bindokuzyüzyetmişiki’de ise 120 metre derinlikte, ısınmış bir filtreye akan hidrolik yağın yol açtığı yangında 28 gemici öldü. Yüzeye çıkmayı başaran denizaltıda kıç torpido odasında hapsolan 12 gemici dışında mürettebat kurtuldu. Fırtına yüzünden ulaşılamayan bu bölümde kalanlar 24 karanlık ve soğuk gün geçirdikten sonra kurtarılabildiler… Tamiratlardan sonra yine/yeniden donanmaya dönen K-19 sonunda, 1991’de hizmetten çıkarıldı. İki bin iki’de ise parçalanmak üzere Murmansk’a çekildi. K-19 2006 yılında ise, bir zamanlar denizaltı’da görev yapmış Vladmir Romanov tarafından Rus ve diğer ülkelerin denizaltıcıları için bir toplanma mekanı oluşturmak amacı ile satın alındı. Bu plan halen, pek çok eski K-19 mürettebatı’nın karşı çıkışı yüzünden hayata geçirilememiştir.
Model : Çocukluğumdan beri denizaltı modeli yapmak istemişimdir (ne olacak sa ?) Revell’in 1/125 U-Boot modelini o zamanlar arada sırada da olsa görmeme rağmen alacak imkan yoktu. Yeterli param olduğunda ise tedavülden kalkmıştı. Sonraları bu modelin sol yanı kesik versiyonu çıkmış olmasına ve ücreti mukabili bir adet edinmiş olmama rağmen, anlamsız iç detay eklenmişliği bana engel oldu. Daha sonra çıkan mükemmel detaya sahip 1/72 Revell Typ VII C iyiydi ama, ufak çapta bir tabut boyutlarındaki bu mereti yaptıktan sonra nereye koyacaktık ? Dragon’un 1/350, nisbeten yeni model denizaltıları da ben de yeterli gazı oluşturamadı yıllar içinde. Polonya’lı üretici Mirage’in 1/400 serisi iyi hoştu da, onlar da pek ufaktı! Gönül acıları içindeki bu kıvranış çok yakınlarda, Kızıltoprak’ta Osman Bey’in model dükkanında mutlu sona erdi. Zvezda tarafında üretilmiş,tam da ilgimi çeken, soğuk savaş dönemi 1/350 ölçek Sovyet Denizaltılarıydı bunlar…Tanıdık, uygar bir satıcıdan alış veriş etmenin bir avantajı olarak, Osman Bey’le birlikte jelatinli K-19 kutusunu açtık. (Sıkıysa, bir oyuncakçıda böyle bir şey yapmayı deneyin. Ya da internetten alışveriş yaparken kutunun içini görme isteğinizi iletin “vepmastır” a ha ?) İçindekilere göre epey büyük karton kutudan çıkanların kalitesi kendini pek memnun etmese de, ben aradığımı bulmuştum.
Model, siyah plastikten tek bir çerçevede 29 parça iki adet iğrenç renk ve formda modeli üzerine oturtabileceğiniz taban, küçük bir ıslak çıkartma tabakası, bir de tek sayfa kullanma kılavuzundan oluşuyordu. Çerçevede parça numaraları olmadığı için numaralanmış bir parça planı ve basit bir tarihçe, Model Master renk kodlarının gösterildiği bu kullanma kılavuzu işe yarar nitelikte. En büyük plastik parçaları oluşturan gövde yarıları üzerinde çok hafif çöküntüler ve yüzeyde portakal kabuğu dokusu olsa da, ufak parçaların kalitesi ve yüzey detayları inanılmaz şekilde iyiydi. Hemen, yirmi lirayı Osman Bey’e toka edip dükkanı terk ettim.
İşe gövde parçalarındaki çöküntüleri macunlayıp, gövdeyi pürüzsüz hale getirecek şekilde zımparalayarak başladım. Birkaç defa macun ve son bir astar katından sonraki 1200 zımparada gövde istediğim şekle geldi. Gövde yarıları ve iki parçadan oluşan güverte, makul derecede macun istiyor. Eminim, sabırsızlık etmeyip daha özenli olsaydım çok daha az macun gerekecekti.
Gövde ve kuleyi hallettikten sonra, Gövde altını Tamiya X7 kırmızıyı XF9 hull red ile kırarak, gövdeyi de gene Tamiya XF63 German grey renklerine boyadım. Güverteyi biraz daha açık tonlar ile açtım. Islak çıkartma olarak verilmiş, burundaki güçlendirme plakası olduğunu düşündüğüm yüzeyleri de çıkartmalara güvenmediğim ve yüzeyde biraz yükseklik farkı istediğim için metal folyo ile yaptım. Çıkartma aşamasında ise, başta pek güven uyandırmayan, hafifçe sararmış görünümlü çıkartmaların işe yarar nitelikte olduğunu gördüm. Öyle “Rüya Takımı” malzemesi değillerse de, yüzeye yapışma, incelik ve keskinlik gibi bir problemleri yok.
Yarı mat bir vernikten sonra, yüzeye toz pastel ile pas oluşabilecek yerlere hafifçe pas yaptım. Derme çatma bir tabana oturduktan sonra, üç hafta sonumu alan bu dertsiz proje camekandaki yerini aldı.
Burası ticari bir site değil. Dolaylı da olsa reklam yapmaktan kaçınıyoruz. Ama, bu defa bu kuralı çiğneyeceğim. Her deneyim seviyesinden modelcinin yaparken keyif alabileceği, son derece iyi ve ucuz bu modeli mutlaka alın! Markası; Zvezda, Model numarası 9025.
Tarihçe kısmını hazırlarken, geniş ölçüde Wikipedia’nın K-19 maddesinden yararlandım. Daha da geniş bilgi edinmek için buraya bakabilirsiniz. İyi Modeller, Ahmet Dönmez © 2007 [1] Gemi Komutanı Nikolai Vladimiromich Zateyev ve diğerlerinin talebinin aksine gemiye yedek bir soğutma sistemi eklenmemiş.
|
Bu sayfadaki yazı ve fotografların tüm hakları www.ozkanturker.com sitesine ve yazarına aittir. İzinsiz kullanılamaz. |