|
Anasayfa Galeri Menü | ||||||||||
Vought F4-U1 Corsair "Birdcage kanopi" | ||||||||||
Tamiya 1/48 | ||||||||||
Tolga Ülgür | ||||||||||
|
||||||||||
Tarihçe: Corsair, 1938 yılı başlarında Donanma’nın talebi üzerine Amerikan uçak üreticisi “Vought” tarafından geliştirilmeye başlandı. Nispeten küçük gövdeye, olabilecek en güçlü motorun adapte edilmesi fikriyle yola çıkılan projede Pratt & Whitney’in 2000 beygir gücünde XR-2800 18 silindirli radyal motoru tercih edildi. Bu güçlü makine motorun gücünün absorbe edilebilmesi için geniş çaplı bir pervaneye ihtiyaç duymaktaydı.
Geniş pervane çapı (13’ 4’’) ihtiyacı ile birlikte fazla uzun olmayan ana iniş takım dikmeleri tercihinin bir araya gelmesiyle Corsair’in karakteristik özelliği olan “martı kanat” (Gull wing) tasarımı ortaya çıktı.
İlk uçuşunu 29 Mayıs 1940’da yapan prototip XF4U-1 daha sonra yapılan test uçuşlarında (1 Ekim 1940) o zamana dek saatte 400 mil hız sınırını aşabilen ilk tek piston motorlu Amerikan avcı uçağı olma ünvanını da ele geçirdi. Prototip üzerindeki çalışmalar sonucu yakıt tanklarının yeri değiştirildi ve gövdeye konan ilave yakıt deposu ile kokpit arkaya doğru yaklaşık bir metre kadar kaydırıldı. Böylece burun kısmı belirgin şekilde uzadı. Bindokuzyüzkırkiki sonunda Donanma ilk 178 uçaklık partiyi aldığında uzun burun yapısının iniş kalkışlarda görüşü engelleyeceği düşünülmüş ve üst yönetim kademelerinde uçak gemilerinde kullanımının uygun olamayacağı görüşü belirmiş ve (F4U1) adı ile Deniz Piyade Birlikleri hizmetine alınan bu uçaklar 1943’de Guadalcanal’da ilk görevlerinde başarıyla kullanılmışlar.
Deniz Piyade Birlikleri “Marine Corps” da üstün başarı gösteren Corsair'ler Donanma'nın dikkatini çekmiş olmalı ki 1944 ilkbaharından itibaren Donanma tarafından da kullanılmaya başlanmış ve burada da kendilerini kanıtlamışlar. Corsair’lere çıkardığı karakteristik ses nedeniyle Japonlar tarafından "Whistling Dead" – “ Ölüm Islığı” lakabı takıldığını da ilave etmekte fayda var. On yıl boyunca toplam 12,681 adet üretilmiş Corsair’lerin son versiyonları 1965'e kadar serviste kalmıştır.
Saatte 417 mil hıza ulaşabilen F4-U1 Corsair'lerde kanatlarda toplam 6 adet 0.50 inçlik makineli tüfekten oluşan silah yükü kullanılmış. Daha sonraki modellerde silah yüküne bomba veya roket taşıma kapasitesi eklenmiş. Savaş boyunca üretilen son versiyon olan F4-U4'ün hızı kullanılan 2450 beygir gücündeki motor ile saatte 446 mile ulaşabilmiştir. F4-U1 en çok üretilen Corsair versiyonudur. Vought 4.102, Goodyear FG-1 adıyla 3.808, Brewster ise (F3A-1 adıyla) 735 adet üretmiştir. Bu üretimlerden Britanya için 2.012 adet, Yeni Zelanda için 370 adet Corsair gönderilmiş.. Sonraki Corsair versiyonları ise : -F4 U4 2.356 adet -F4 U5 509 adet -F4 U7 94 adet Modeli yapılan F4 U1 . 1943 de Guadalcanal’da kullanılmış “Bubbles” isimli, 18 gövde numaralı uçak.
Model: Model, Tamiya’nın 90’ların ortasından itibaren üretmiş olduğu yeni nesil kitlere güzel bir örnek. Gerek detay kalitesi, gerekse parçaların birbiriyle uyumlu geçinmesi bu neslin başlıca özellikleri olarak gösterilebilir. Kapağı açtığınızda çok da fazla kalabalık olmayan kutuda karşımıza ikisi kutu boyutunda ikisi ise daha ufak 4 adet plastik çerçeve çıkmakta. Bir Tamiya klasiği olarak çerçeveler ayrı ayrı poşetlere bırakılmış. Bu parçalara ilaveten yine poşetinde ikamet eden bir şeffaf parça çerçevesi, kendi halinde kutunun tabanına yayık kullanma kılavuzu ve Tamiya standartlarına göre nispeten daha ince görünen ıslak çıkartma seti yer almakta. Kokpit detayı oldukça tatminkar. Kemerler ıslak çıkartma ile simüle edilmek istenmiş. Dileyenler bu kısmı piyasadan temin edecekleri “Eduard” ürünleri ile zenginleştirebilirler.
Plastiğin kalitesi her zaman ki gibi gayet iyi. Gerek gövde gerekse kanatlardaki detay seviyesi bence çok çok iyi. Tabii panellerin konumu ile perçinlerin sayısı konusunda burada mütalaada bulunamıyorum. Belki toplam perçin sayısında birkaç yüz adetlik sapma olmuş bile olabilir kim bilir? Bu meseleyi zevkle konunun uzmanlarına bıraktım. Zaten kit ile ilgili olarak şu ana kadar da gerçeğe uygunluk konusunda herhangi bir eleştiri dikkatimi çekmiş değil. Gövdenin kokpit arkasındaki kısmı aynı gövdenin diğer versiyonlarda da kullanılabilmesi için parçalı tasarlanmış.Bu ufak parçanın gövdeye uyumu gayet iyi ve bir sorun çıkmadan inşa etmeye devam edilebilmekte. Kanatlar ,aynı zamanda katlanmış olarak yapılabilmesi için çok parçalı tasarlanmış. Bir diğer ayrıntı da kokpit tabanının altındaki cam kapağın aynen modele yansıtılmış oluşu. Kokpitden bakıldığında bu ayrıntı görülebilmekte. Küçük, ama modelin detay zenginliğine önemli bir katkı yaptığı tartışılmaz. Bu cam kapağın sonraki modellerde iptal edildiğini de eklemekte yoğun yarar görüyorum..
Kanatlardaki flapların inik yapılabilirliği ve “cowling flap” larının açık /kapalı opsiyonlu oluşu da modelciyi memnun edecek diğer faktörlerden . Özetle, bu modeli çok beğendim ve piyasaya çıkalı oldukça uzun zaman olmasına rağmen sanki yeni çıkmışcasına hararetle şimdiden herkese tavsiye ediyorum, edeceğim de. Kutudan çıkan ıslak çıkartmalarla 3 ayrı uçak yapılabilmekte.Bunlardan ikisi F4 U1 diğeri ise F4 U2 versiyonu. F4 U2 için kutudan ilave olarak sağ kanat ucundaki radom, gövde altına monte edilmesi gereken iki adet antenimsi aparatın (asıl adı radyo altimetre anteniymiş) ile egzost alev gizleyicilerinin çıkmasını normal karşılayarak yapıma geçebiliriz.
Yapım: Kabul etmek gerekirse bir "rehabilitasyon" faaliyetine ihtiyaç duymaya başlamıştım. Bu nedenle araya bir genç kalıp Tamiya sıkıştırma klasiğine başvurdum yine. Tamiya’lar içinde Corsair’i gözüme kestirip raftan indirdim ve kutunun kapağını açarak içindeki plastik parçalara bakarken “adamlar yapmış” nakaratı eşliğinde yapıma geçivermiş buldum kendimi .
Sırada motor bölümü var. Radyal motorun silindirleri ile arkadaki egzost manifodları “Alclad” ile metal tadında boyanıp “gerektiği” kadar eskitildiler. Diğer motor parçalarının da olması gereken renklerine kavuşturulmasıyla motorun montajı tamamlandı. Gövdenin kapatılmasını müteakip çok hafif tesviye işlemlerinin bitiminde kanatlarla uğraşmaya başlıyoruz. Aslında burada “uğraşma “kelimesini pozitif anlamda kullandım. Öyle uğraşılacak fazla bir durum yok.
Kanatlar isteğe bağlı olarak katlanmış pozisyonda yapılabildiğinden çok parçalı tasarlanmış. Bu çok parçalı durum dikkatli olunduğunda bir sorun yaratmamakta. Kanatları gövde dışında tamamladıktan sonra gövdeye yapıştırmaya karar verdim. Kanat ile gövdenin birleşim yerleri zaten tasarım itibariyle sorun yaratacak yapıda değiller. Başlangıçta konmuş olan “Rehabilitasyon” hedefine aykırı bir olay cereyan ettirmeden geçildi bu safhada.
Kutudan çıktığı gibi yapılsa da (Eduard kemer hariç) ıslak çıkartma konusunda zamanında hoşuma gittiği için kolleksiyonuma katmış olduğum Eagle Strike’ ın 48085 numaralı “Best Seller–Corsair collection” çıkartma setinden faydalanmaya karar vermiştim. Nitekim faydalandım da. Çıkartma setindeki referanslara sadık kalarak boyama paterni kesinleştirildi. Boyama paterni daha basit olamazdı, sadece 2 ana renk var. Alt yüzeyler gayet resmi bir şekilde FS 36440 açık gri olarak ifade edilmiş. Üst yüzeyler ise FS 15189 olarak tarihe malomuş “Blue gray”. Alt yüzeyde Tamiya nın “sky grey” ini çok az beyazla açarak boyamaya başladım.Üst yüzeylerde kullanılacak “FS 15189” olarak verilen renk ise ne Tamiya ne de Gunze nin akrilikler familyasında bulunamamakta. Bu durumda aklıma bir ara edinmiş olduğum “Gunze Mr. Color” un “Amerikan Donanması renk seti” geldi. Mahzene inip onu bulduktan sonra başka bir yüzeyde test ederek kullanmaya karar verdim. Ancak ya kıvam tutmadı ya da başka “temizlik sorunları !” nedeniyle sonuç pek tatmin edici olmadı. İşte o an sinirlenmişim. Kendime geldiğimde Gunze akrilikler ailesinden yaptığım karışım ile “Mr. Color” un “FS15189” renginin “neredeyse aynısını!” tutturmuş olarak buldum kendimi. Vay canına , gazetelerin eklerinde fasulyeden dizayn ettikleri “Sağlığınız için yapmanız gereken en iyi 10 şey” türünden “geyiklenme dizilerinde” telkin edilenin aksine sinirlenmek bazen işe yarıyormuş, demek ki. Ama siz yine de bunu evinizde denemeyin !
Bu özel karışımı yine özel bir şişede saklayarak boyamaya devam ettim.Tamiya nın kullanma kılavuzunda belirttiğinin aksine erken dönem Corsair’lerde iniş takım yuvalarının gövde altı ile aynı renk olduğunu elimdeki dokumantasyondan teyit ederek ilgili alanları da açık gri rengine boyadım. Kanopiyi boyarken Eduard’ın maskelerinden yararlandım. İşe yarıyorlar. İniş takımları, tekerlekler ,anten, nişangah, kanopi vs. nin monte edilmesiyle nihayete erildi
Eskitme aşamasında kullanılan yağlı boyanın tonu bir parça daha açık olsaydı daha mı iyi olurdu diye de kendime (başkalarına da ) sormadan edemedim.Genel görüş “olabilirdi ama bu şekilde de olabilmekte” yönünde cereyan edince daha fazla takılmadan yoluma devam ettim ki, yol zaten bitmişti. Bence bu modelin alınmasında ve doğal olarak da bitirilmesinde fayda var. Referanslar :
- Squadron in action Corsair İyi modeller Tolga Ülgür © 2005 tolga@ozkanturker.com
|
||||||||||
Bu sayfadaki yazı ve fotografların tüm hakları www.ozkanturker.com sitesine ve yazarına aittir. İzinsiz kullanılamaz. |