|
Anasayfa Galeri Menü | ||
Brewster Buffalo Mk.I | ||
Tamiya 1/48 (61094) | ||
Ceki Erginbaş | ||
Tarihçe: Bindokuzyüzkırk yılının Ocak ayında, mevcut savaş uçağı üretiminin yetersiz olduğuna karar veren İngiliz hükümeti, bu açığını ABD üretimi uçakları satın alarak kapatmaya karar verdi. Bu amaçla kurulan İngiliz Satın Alma Komisyonu’nun (British Purchasing Commission) ilgisini çeken uçaklardan bir tanesi de ABD donanmasının uçak gemileri için tasarladığı Brewster Buffalo idi.
Bindokuzyüzotuzbeş yılında geliştirilen Buffalo, zamanına göre modern sayılabilecek, ortadan ve tek kanatlı bir tasarıma, kapalı kokpite ve kapanabilir iniş takımlarına sahipti. Seri üretimine geçilen ilk Buffalo olan F2A-1 kısa bir süre sonra yerini daha gelişmiş olan F2-A2 ye bıraktı. F2-A2’nın ihraç versiyonu B-339, binyüz beygir gücüne sahip Wright Cyclone motoru ile donatılmıştı. Selefinin aksine karaya uygun şekilde tasarlanan B-339’un acil durum botu, ve yakalama kancası sökülmüştü.
RAF (Royal Air Force-İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetleri) envanterine giren yüzyetmiş adet B-339E , Buffalo Mk.I olarak adlandırılmıştı. RAF bünyesindeki Buffalo Mk.I’ lere çeşitli tadilatlar uygulanmıştı. Curtis Electric yerine Hamilton Standart pervane kullanılmıştı. Mevcut nişangah İngiliz Mk.III reflektör nişangahı ile değiştirilmişti. Pilotun korunması için zırhlı plakalar ve kanopi rüzgarlığının arkasına zırhlı cam yerleştirilmişti. Ayrıca donanma tipi kapatılabilen küçük arka tekerlek yerine kara pistlerine daha uygun, büyük ve sabit bir tekerlek yerleştirilmişti. Bütün bu tadilatlar uçağın ağırlığını yaklaşık 400 kg kadar arttırmış, uçağı tasarlanandan daha hantal bir hale getirmişti.
Buffalo Mk.I‘lerin büyük çoğunluğu İngiliz, Avustralyalı ve Yeni Zellandalı pilotlar tarafından kullanılmak üzere Güney Doğu Asya’da Burma, Malzeya ve Singapur’a gönderildi. Buffalo Mk.I başlangıçta Japon Ki-27 Nate’e karşı başarı gösterse de, sonraları sahneye çıkan Mitsubishi Zero karşısında pek varlık gösterememiştir. Manevra kabiliyeti ve ateş gücü açısından rakibinden oldukça üstün olan Zero’lar , Güney Doğu Asya semalarında oldukça fazla Buffalo Mk.I’in kaybına yol açmışlardır.
Model:
“İniş takımı yuvaları oldukça detaysız” demek isterdim, ancak diyemiyorum çünkü iniş takımı yuvası diye bir şey yok. Mevcut boşluktan içeri baktığınızda önceden yapıştırdığınız parçaların yeşilkafaya bulanmış uzantılarını görebilmek mümkün. Gövdeyi topladıktan sonra içerden nasıl göründüğünü merak eden, yapıştırdığı parçalarla duygusal bağ kurup kopamayan modelciler için bir artı olabilir belki (Psikoloğunuzdan randevu almayı unutmayınız). Bunların dışında gövde detayının pek de fena olmadığını söyleyebiliriz. Az çok tesviye işlemi sonrasında göze hitap eden bir Buffalo yapabilmek mümkün.
Gelelim eski kalıbım üzerine eklenenlere. Bu kitle birlikte iki İngiliz, bir Hollanda bir de Amerikan donanma tipi Buffalo yapabilmek için gerekli parça ve çıkartmalara sahip oluyoruz. Yine bu kitle birlikte Tamiya bizlere hazır kanopi maskesi sunmuş. Bir adet kısa şortlu RAF pilotu da ekstralar arasında. Kitin ne kadar “aküreyt“ olduğu konusunda bilgim olmadığı için bir şey söyleyemiyorum. Ancak çok merak ediyorsanız forumunuzun konu uzmanına başvurunuz veya maketi bitirip forumlara basınız, uzmanlar sizi bizzat bulacaklardır. Sonuç olarak bu kite on üzerinden 5 verebiliyorum. Niyetiniz sorunsuz, detay seviyesi iyi, “terapi kiti” tadında bir maket yapmak ise bu kitten uzak durunuz. Ancak niyetiniz özellikle Buffallo yapmak ise, o zaman bu kiti bir takım detay setleri ve biraz sabırla adam edip, güzel bir sonuç elde edebilirsiniz.
Yapım: Bu modeli yapmaya karar vermem, önceki modellerden pek de farklı olmadı aslında. Tamiya kataloğunu karıştırıp biraz da kaşınırken (zira ne zaman Tamiya kataloğunu karıştırsam kısa bir süre sonra kendimi MMY-hobby de buluyorum) renklerini ve tipini beğendiğim bu uçağı modellemeye karar verdim.
Maketi yapılacak olan uçak Yeni Zelanda Kraliyet Hava Kuvvetlerine (RZNAF) bağlı 488. filodan W8138 kuyruk koduna sahip. 1941 yılında Singapur’da konuşlandırılan bu uçağın pilotu Noel C. Sharp’mış. Bu uçağı çekici kılan özellik ise bence gövde üzerine pilotun eklediği ejderha figürü.
Bu maketi alırken amacım kutudan çıktığı gibi bitirmekti (Tabi ki kullandığım “kutudan çıkarken” ibaresi Tamiya’nın halı kalınlığındaki sulu çıkartmalarını kapsamıyor). Öyle de yaptım. Renklere ve detaylara fazla takılmadan, genelde yapım kılavuzunun önerdiği şekilde biraz da kendi inisiyatifimi kullanarak modeli toparladım. Yapım herzamanki gibi kokpit ile başladı. Kokpit için genel renk olarak Amerikan kokpit rengi kullanıldı. Bu renk, yapım klavuzunda belirtilen XF-3:1+XF-5:2 oranlarıyla karıştırılıp elde edildi.
Daha önce de belirttiğim gibi kokpit genel detay seviyesi olarak pek iyi değil. Gösterge detayı parçalar üzerine eklenmemiş. Bunun yerine düz parçalara, üzerinde gösterge resimleri olan sulu çıkartmaları eklemeniz öneriliyor. Eduard’ın renkli kokpit setleri için biçilmiş kaftan. Ama kutudan çıktığı gibi yapacağız dedik bir kere! Tüm parçalar yapım kılavuzunda gösterilen renklere uygun şekilde boyandıktan sonra gövde kapatıldı.
Sıra kanopi maskelemeye gelince Tamiya’nın kutuya dahil ettiği hazır maskeleri denemeye karar verdim. Maskeler hazır diye adlandırılsa da, aslında sarı renkli Tamiya maskeleme bandı üzerine basılmış şekillerden ibaret. Modelcinin bu şekillerin çevresinden düzgün bir şekilde geçerek maskeleri kendisi kesmesi gerekiyor. Sizi bilmem ama bu bana oldukça zor ve zahmetli bir iş gibi geldi. Zira bundan sonraki maketlerde Bare Metal Foil ile maskeleme yapmaktan vazgeçmeyeceğim gibi gözüküyor. Kanopi maskelenip modele yapıştırıldıktan sonra, model genel olarak toplandı. Bu sırada bir takım macun- zımpara işleri olmadı değil. Neyse ki bunlar çok fazla can sıkacak seviyeye gelmeden bitti ve model boyaya hazır hale geldi. Bu durumu tek cümleyle özetlemek oldukça kısa sürse de, aslında modelin bu safhada bir sene kadar bir süre yattığını belirtmekte fayda var. Merak etmeyin tesviye işinin zorluğu değil tamamen benim tembelliğim ve klasik “gaz kaçması” durumu.
Araya giren bir seneden sonra boya işinden devam edebildim. Artık klasikleşmiş olduğu üzere modele mat siyah ile ön gölgeleme uygulayarak işe başladım. Ardından Gunze Sangyo akriliklerinden H-72 RAF Dark Earth modelin üst kısımlarına atıldı. Bu renk sonrasında biraz açılarak panel ortalarına atıldı, ve rengin homojen dağılımı kırılmaya çalışıldı.
Kamuflaj için maskeleme yapmayı tercih ettim (Evet hala adam gibi serbest el kamuflaj atamıyorum, gerçi bu uçakta kamuflaj geçişleri sertçe). Bunun için kutudan çıkan birebir ölçekli boyama şeması oldukça faydalı oldu. Bu şemanın bir kopyası çıkarıldıktan sonra (orjinalini kesmeye gönlüm varmadı) makasla kesilip, Uhu-Tac (bir başka deyişle hamur şeklinde yapıştırıcı) yardımıyla modele sabitlendi. Uhu-Tac kullanmamın sebebi maskeyi modelden az da olsa yüksekte tutması, böylece kamuflaj geçişleri çok az da olsa yumuşuyor.
Maskelemenin ardından ikinci kamuflaj rengi olan Gunze akriliklerinden H-73 kodlu RAF Dark Green modele atıldı. Yine panel aralarına aynı rengin beyazla açılmış hali hafifçe püskürtüldü. Ardından modelin alt kısmı boyandı. Bunun için kullanılan renkler Gunze Sangyo akriliklerinden H-74 Sky (Duck Egg Green) ve Tamiya akriliklerinden X-18 Semi-Gloss Black.
Modeli yapılan uçakta kullanılan motor kaportası, başka bir uçaktan tamirat sonrası eklenmiş. Bu sebepten renklerde bir uyumsuzluk söz konusu. Bu durum da gerekli bölgenin maskelenip, Dark Earth ile boyanmasıyla modele yansıtıldı.
Sonrasında Tamiya X-22 parlak vernik ile model sulu çıkartmalara hazır hale getirildi. Yapmak istediğim uçağın çıkartmaları kutuya dahil olmasına rağmen, her zamanki Tamiya kalınlığı burada da karşıma çıktı. Çözüm Aero Master firmasının “Buffalos Over South East Asia Part.II” setinde bulundu. Aynı uçağın bu sette de çıkarmaları mevcuttu. Bu setten çıkan sulu çıkartmalar modele tatbik edildikten sonra, modele bir kat X-22 daha atılmasıyla yerlerine sabitlendi.
Ardından, terebentinle iyice inceltilmiş burnt-umber rengi yağlı boya panel çizgilerine ve detaylara hafifçe uygulanarak detaylar belirgin hale getirildi. Sonrasında Micro-flat mat vernik atılarak her şey yerli yerine sabitlendi.
Mat verniğin ardından sulu çıkartmaların da gövdeyle beraber eskimesi görüntüsünü verebilmek için tekrar boya tabncama başvurdum. Tamiya akriliklerinden X-19 smoke ile XF-1 mat siyahı karıştırıp oldukça fazla incelterek, panel çizgileri üzerine ve özellikle sulu çıkartmalara hafifçe uyguladım. Yine bu karışımı uçuş yönünde ince çizgiler halinde ve çok çok hafif bir şekilde tüm gövdeye uyguladım.
Bu arada pervane, abak, bombalar, iniş takımları ve tekerlekler toplanıp boyandı. İniş takımlarının metal kısımları için Alclad-2 serisinden alüminyum kullanıldı. Egzos isleri de çeşitli siyah ve gri tonlarının iyice inceltilerek tabanca ile modele uygulanması sonucu yapıldı.
Son olarak model üzerindeki gergiler eklendi. Bunun için kitten çıkan çerçeveler ısıtılıp uzatılarak inceltildi ve Japon yapıştırıcısıyla modele sabitlendi. Diklemesine gövdeye giren gergi için, modelde oldukça ince bir matkap ucu ile açılan delikten faydalanıldı.
Neticede araya giren bir senelik bir duraklama dönemine rağmen bu model de bitenlerin yanındaki haklı yerini aldı. Toplarken olmasa da, boyarken keyif aldığım bir model oldu. Herkese iyi modeller. Ceki Erginbaş © 2008
|
||
Bu sayfadaki yazı ve fotografların tüm hakları www.ozkanturker.com sitesine ve yazarına aittir. İzinsiz kullanılamaz. |