GALERİ

www.ozkanturker.com


 

Anasayfa  Galeri Menü

B-25J  “Emergency Strip”
Monogram 1/48
Tolga Ülgür
 

Uzun zaman önce bünyeye bulaşmış olan  “model stoklama rahatsızlığı”nın faydalarını artık görmeye  başladım sanırım. Evin bir köşesinde 20 yıla yakın zamandır yatmakta olan bir modele herhangi bir sakinleştiriciye ya da 70 lik ayrana başvurmaksızın başlamak da mümkün olabiliyormuş, bunu da öğrenmiş oldum. 

1991 yılına ait olduğu kutu üzerindeki ibarelerden belli olan bu yaşlı ve de bilge Monogram modelini, hafızam bana oyun oynamıyorsa 1993 yılının bir yaz günü  satın almıştım. Hava pek fena sıcaktı.  Güneşte gereksiz bir yakınlık ve parlaklık hüküm sürmekte.Ben her zaman ki gibi yine sefil sıcaklardan kaçıyor olmalıydım ki kendimi  iklimlendirilmiş Akmerkez’in içine atıvermiştim. Soğuk havanın dibe çökeceği içgüdüsüyle alt katlara süzülüp dolanırken karşıma çıkan oyuncak mağazalarından birine girivermişim. O yıllarda henüz genç olmanın verdiği bir tür kontrolsüzlük etkisiyle raflardan birinde bana uygun fiyat etiketiyle bakan bu B-25 i portföyüme kattığımı net olarak hatırlamaktayım. Sizi temin ederim ki fiyatı gayet ucuzdu .

Eve dönünce klasik ritüelimiz tekrarlanmıştı. Kutu açıldı, içerik incelendi, yapılacaklar listesi için sanal bankomattan sıra numarası alındı falan filan. Sonra kutu evde yatmaya başladı. Bilahare mahzene yatay geçiş yaparak orada yatmaya devam etti. Çok uzun zaman bu kite başlamaya cesaretim olmadı. Hep “ileride yaparız elbet” oyalamasıyla bugünlere gelmişim.

Ve fakat bugünlerden bir gün, 50 li yaşlara –bilinmeyen bir cisim gibi- manasız bir hızla yaklaştığımı idrak etmemden midir bilinmez,  sesi sıtma görmemiş mübaşirin “sıra numarası nerede?” engellemelerini elimin tersiyle iterek tezgahın üzerine koydum kutuyu. İçerik yayıldı tezgahın üzerine, zira rengi solmuş, kenarları patlayıp açılmış kutu kendi içeriğini tutamaz hale gelmişti . Eh artık başlamak lazımdı.

 

Monogram’ın B-25 i yaşı gereği dışa detaya sahip. Ve fakat bu haliyle de pekala idare eder göründü gözüme. Kafayı sıyırıp panel çizgilerini içe detaya çevirmeye hiç niyetlenmedim. Bunlar pek tehlikeli hareketler. Temiz bir birleştirmeyi müteakip  başarılı bir boyama ve bazı modifikasyonlar ile kabul görecek bir sonuç alınabilir düşüncesiyle yola çıktım. 

Monogram’a olan hürmetimden dolayı  yapım kılavuzu ile itişmeden dediklerini uygulamaya koyuldum. Tahmin edildiği gibi kokpit ile başladım yine. Bir süre gösterge paneli için Eduard’ın kapısında yattım. Ama bir sonuç çıkmayınca eski yöntemlere dönerek kutudan çıktığı haliyle devam ettim. Siyaha boyadıktan sonra babadan kalma kuru fırçalama ile detaylar belirgin kılındı. Zaten bu kısımlar bir süre sonra içeride kalıp görünmeyeceğinden çok fazla takılmadım. (Bir avutma hissi var sanki ama neyse)

Koltuk kemerleri için yedek kutusuna müracaat ettim. Demlenmekte olan kimi Eduard eskilerinden yararlandım

1991 yılına ait plastik parçalar metalik gri renginde basılmış. Pek bir deformasyon yok gibi görünüyor. Yaşına göre de güzel birleşiyor kimi istisnalar dışında. Gövde içini ve bomba haznesini “interior green” rengine boyadım. Bazı platformlarda bomba haznesinin “natural metal” renginde bırakılması gerektiği söylenmekte. Bu doğru olabilir. Ancak ben bu modelde Monogram yapım kılavuzunu takip ettim ve söz konusu alanı yeşil bırakarak devam ettim. Belki sonraki B-25 projelerinde bu durumu gözden geçirmek gerekecek.

Kanatların birleşiminde dikkat edilmesi gereken nokta ; kanatların kök kalınlığının gövde içinde kanatların montajı için ayrılmış kısım ile eşit olması. Ben kanat parçalarının arasını az miktarda destek koyarak bu farkı gidermeye çalıştım.

Motor parçaları basit olarak tasarlanmışlar. Beklentiye göre modifikasyon gerekebilir, ancak ben pek fazla görünmeyeceğinden kutudan çıktığı gibi devam etmeyi tercih ettim. Pişman değilim.

Ve fakat motor kaportası için aynı şeyi söylemem mümkün olmadı. Genel olarak iyi/ idare eder  gibi görünse de çok sayıdaki egzost çıkışının kabalığı ve detaysızlığı beni memnun edemedi. Çıkma bir şeyler aramaya koyuldum. Kolay ulaşılabilir olan Quickboost’ un rezin elemanlarının gayet sorunlu olduğunu hatırlıyorum. O nedenle bu markadan uzak durarak başka bir alternatif yaratmaya çalıştım. Sakla samanı gelir zamanı felsefesini aratmayan stoklama faaliyetlerinin meyvalarını yeme zamanı geldi demiştim.

Uzun süre güneş ışığına çıkmamış ve artık camiada tarihi eser kabul edilmeye başlanmış, Ebay’de 40-45 usd gibi seviyeleri rahatça zorlayan Cutting Edge’in “CEC48224 B-25 Corrected Cowlings (Late)” rezin ürününü denemeye karar verdim.  Aslında Accurate Miniatures B-25 C/D leri için üretilmiş olan bu parçalar küçük ve önemsiz müdahaleler neticesinde Monogram’da da iş görmekteler (Hatta Monogram ‘a AM’ den daha kolay uyum sağladıklarını belirtmeliyim.) Tek mesele rezin parçaları takozlarından dikkatli ve sabırlı şekilde ayırmak. Sonuç itibariyle modele katma değer sağladığını kabul etmek  gerekir.

Yaşlı gövde parçalarını kapatmadan önce burun kısmı ile ön iniş takımının bazı yerlerine ağırlık koymak gerekiyor. Aksi halde ağırlık merkezi nedeniyle modelin  burun tekerleği üzerinde durabilmesi mümkün değil.  Pek fazla hesap kitap yapmadan - kendimce yeterli bulduğum miktarda- kurşun ağırlık tıkıştırıp dengeyi sağlamaya çalıştım.

Monogram’ın kiti pek fazla tesviyeye ihtiyaç duymadan toplandı. Sırada boyahane hikayeleri var:

Boyama şeması pek karmaşık değil. Hatta hiç değil. Klasik B-25 renkleri.

Alt yüzeyleri ecnebilerin ifadesiyle Gunze’nin “Neutral grey” i ile boyadıktan sonra üst tarafa geçerek yine aynı markanın “Olive drab” ı uygulandı  Ardından panellerin iç kısımlarını soldurmaya çalıştım. Panel çizgileri dışa detay olduğundan bu süreç daha fazla önem kazanıyor.

Modeli yapılan B-25J,  1945 Ağustos’unda Okinawa’ da 38nci Bombardıman grubunun  71 nci filosunda görev yapmış “Emergency Strip”  . Elde edebildiğim bilgilere göre başlangıçta klasik camlı buruna sahip bir B-25J olan “Emergency strip” daha sonra “Solid nose” tabir edilen burunda 8 adet  50 kalibrelik makinalı taşır hale geirilmiş. Bu modifikasyon sonrasında çekilen resimlerde kokpitin altında sağ ve solda yeralan makinalıların bulunmadığı görülüyor. Ben de buna paralel olarak bu parçaları modelde kullanmadım.

Yeri gelmişken B-25 tarihçesine pek fazla girmeden kısa bir özet geçelim. “J” versiyonu  B-25 Mitchell ların en son ve en çok üretilen modeli olarak kayıtlara geçmiş. Başlangıçta C ve D modelleri gibi burun kısmı cam kafesli (ancak silah gücü arttırılmış) olarak üretilen “J” modelinin daha sonraları “Strafer” olarak da adlandırılan yer hedeflerine ağır makinalı saldırılar için  tasarlanmış “Solid nose” versiyonları devreye girdi.  Bu versiyonda burun kısmı değiştirilerek iki sıradan oluşan toplam 8 adet  50 kalibrelik silah yerleştirilmiş. Sonraları montaj amaçlı setler  üretilerek kullanımdaki birçok  B-25J modeline sahada  monte edilmiş..

Boyama faaliyetleri bittikten sonra pek iyi bilinen Tamiya parlak vernik uygulaması yapıldı. ( Yüzey geniş parlat parlat bitmiyor. B-24 leri düşünemiyorum bile)

Sırada ıslak çıkartmalar var. Çok önceden ithal edilmiş ve hatta belki bayatlamaya bile başlamış olan  “Albatros decals”  ürünü kullanıldı. Söz konusu ürün, uzun  zaman önce piyasaya çıkmış ama artık etrafta pek dolanmayan , yaşlanmış olarak da yaftalanması muhtemel  “B-25 Mitchell at War / Dragon and tigers and girls….oh my”  setidir. Dikkatlice uygulamaya geçildi. Burun kısmı ne yazık ki biraz zahmet vericiydi. Yaşlılık fena şey..

Ve fakat her şey tamam kurtardık derken kuyrukta yer alması beklenen sarı kod numaralarının boyutunda anlamsız bir sorun tespit ettim. Biraz büyük duruyorlar. Ve hatta kuyruktan taşma eğilimine sahipler. Acaba ayran yüzünden mi böyle görünüyorlar?  Yok yok, ne ayrandan ne de yoğurttan . Acaba “Ulan izopropil de mi yasaklanacak yoksa” gerginliği midir sebebi?

Gerçekten de bu numaraların ölçeği 1/48 den ziyade 1/44 ya da 1/45 miş gibi duruyor.  Jet hızıyla söktüm bu iri numaraları. Ve  kara günler için sakladığım “USAF yellow code letter/ numbers” setlerine başvurdum.  Sonuç  ziyadesiyle makul oldu. Hiç üşenmedim açtım 70 lik ayranı,  su kata kata keyfini sürdüm. Nerde ulan frenk üzümleri? Öküzün gözü camışın şeyi….

Kafa iyi olunca insanın ithalat yapası geliyor. Her iki kanatta yeralan iniş/taksi ışıkları için lens kullanmaya karar verdim. Resicast adlı müessesenin 3mm lik ürünlerinden getirttim.  Sonra gelsin ayranlar.. Bundan sonraki projelerde, gerektiğinde bu ürünlerden kullanmaya niyetliyim. Sonuç hiç de fena değil gibi

Bir diğer modifikasyon tekerleklerde yaşandı. Kutu elemanları idare edebilecek seviyede olsalar da bir türlü içime sinmediler. True details in yaşlı ama hala piyasada bulunabilen rezin setini kullandım. Ancak öncelikle bu rezin parçalarını True details tekerleklerinin klasik rahatsızlığından arındırmak gerekiyor. 

Lastiklere tayyarenin ağırlığı nedeniyle bir parça inikmiş havası verilmeye çalışılırken maalesef merkebin malum yerlerine fena halde su kaçırılmış ve görüntü patlak lastikten hallice bir kıvama gelmiş. Yanaklar neredeyse fışkırıyorlar. Vaziyet yukarıdaki resimden de görülebilir. Bu abartı hali nedense hemen hemen  tüm True details tekerlek setlerinde istisnasız mevcut. Tekerlekleri takozlarından ayırdıktan sonra dikkatlice lastiklerin yanak kısımlarındaki bu taşkınlıkları traşladım. Oldu sanırım. Akabinde boyandılar, eskitildiler.

Kutudan çıkan namlularla devam etmek istemedim.(Ayran bile işe yaramıyor bunlara) . Tek seçenek Quickboost ‘un rezinleriydi.  B-25J nin “Solid nose” versiyonunda  toplam olarak 14 adet namluya ihtiyaç olduğundan Quickboost’un 48022 setinden 2 adet almam icap etti.  Bunlar da boyanıp diğer anten ve benzeri elemanlarla  birlikte yerlerine yerleştirildi.  Anten teli gerildi ve model bitirildi. Geriye , Mitchell’i camlı ama ahşap dolaba gönderdikten sonra karşısına geçerek  Ayranı sek olarak kaşıklamak kaldı.

Hayırlı modeller

Tolga ÜLGÜR

Mayıs başı 2013

 

 

 

     
     

 

Bu sayfadaki yazı ve fotografların tüm hakları  www.ozkanturker.com sitesine ve yazarına aittir. İzinsiz kullanılamaz.