GALERİ

www.ozkanturker.com


 

Anasayfa  Galeri Menü

Focke Wulf FW-190A5
Hasegawa 1/32
Tolga Ülgür
 

Bindokuzyüzkırküç yılının Nisan ayında Focke Wulf 190A5'ler üretim bantından çıkmaya başlamışlar. Önceki versiyon A4’den en önemli farkının  burun kısmında olduğunu söylemek pek yanlış olmaz. Ağırlık merkezi problemini gidermek amacıyla BMW  801D-2 motoru biraz öne kaydırılmış ve buna bağlı olarak burun kısmı kanat hizasından 15 cm kadar uzamıştı. Egzos çıkışının biraz gerisinde yer alan motor soğutma ızgaralarındaki değişikliği de not etmekte fayda var.  A5 üretimi çok uzun sürmemiş ve aynı yılın Haziran ayında üretim hattını halefi A6'lara bırakmış.

Fw-190A5'ler silah yükü olarak, burunda 2 adet MG17 (7,62mm) makineli tüfek, kanat iç kısımda 2 adet MG151 (20mm) makinalı top ve kanat dış kısmında 2 adet MG FF (20mm) makineli top taşımaktaydı. 

FW-190A5'ler,  A6'lar ile birlikte Doğu cephesinde, daha fazla ağırlığa ve daha ağır silahlara sahip A8'ler piyasaya çıktıktan sonra da, kullanılmaya devam etmişler. Zira daha hafif ve manevra kabiliyeti daha yüksek olan bu tayyareler Doğu cephesinde cereyan eden alçak irtifa çatışmaları için çok daha uygunlarmış. Elimdeki kaynaklara göre bu versiyonlar  JG54 tarafından 1944 yılının sonuna dek iyice yıpranana kadar kullanılmışlar.

Jagdgeschwader 54 (JG 54) “Grünherz”  Luftwaffe’nin İkinci Dünya Savaşındaki avcı filolarından biriydi. Anglo Sakson camia tarafından “ Green Hearts “ olarak bilinen bu filo, adından da anlaşılacağı üzere amblem olarak gövdenin her iki yanında yeşil birer “yürek” figürü kullanmaktaydı. Kullanılan figürün sevgiyle, seçilen yeşil rengin ise çevre bilinciyle bir ilgisi olup olmadığını bilen var mı? Pek yok gibi sanki. Bu konuda çok mağdur durumdayız yahu. Sayın Kamuoyu; mağduruz da mağduruz. Pek fena.

JG54 ün, JG52 den sonra, tüm zamanların en skorer ikinci filosu olduğu söylenmekte. Başlangıçta Manş Denizi ve Güneydoğu İngiltere üzerindeki operasyonlarda görev yapan JG.54,  1941 ilkbaharında “Barbarossa Operasyonu” için Doğu cephesine gönderilmiş. İlk olarak Bf-109F leri daha sonra da Focke Wulf 190'ları kullanan filo uzun süre burada kalarak Doğu cephesinin demirbaşı olmuş.

Modeli yapılan Fw190 A5  JG.54'ün As’larından olan  Emil Lang’ın 1943 yazında Rus cephesinde kullandığı tayyare. Aslında eski bir atlet ve Lufthansa pilotu olan Lang’ın 144 ü Doğu cephesinde olmak üzere toplam 173 hava zaferi olduğunu ben de yeni öğrendim. Lang ayrıca 18 adet ile bir gün içerisinde en fazla düşman tayyaresi düşürme rekorunu da elinde bulundurmaktaymış. Ancak 1944 Eylül’ünde Belçika üzerinde RAF Spitfire'ları ile girdiği çatışmada şansı yaver gitmemiş.

Hasegawa nın Fw 190A5 kitini çok uzun zaman önce almıştım. Başlamak için uygun gaz ve rüzgar beklemekteydim. Hatta farklı bir dekal seti bile almıştım. Fakat “Mübalağalı Mikyas” ı dolaşırken gördüğüm JG 54 kamuflaj ve işaretleri ile bitirilmiş bir FW190 aniden planların değişmesine sebep oldu. Bir Rus cephesi kamuflajı giyinmiş 190 yapmalıyım fikri önce tersaneleri özelleştirdi ardından da tüm dersaneleri ele geçirdi. Bu yoğun baskıya daha fazla dayanamayarak incelemelere başladım.

Öncelikle hangi tayyareyi yapacağıma karar vermem gerekiyordu. Pek fazla da seçenek yoktu aslında. İçlerinden görsel açıdan en çok hoşuma giden Emil Lang ın “siyah 7” numarası oldu. Bu tespitin ardından gerekli çıkartmaları bulmak gerekiyordu. Maalesef burada da pek fazla seçenek yok, olanlar da pek kolay bulunmuyor. Nihayet “Data Decals” in çıkartma setini sanal platformda bir yerlerde bularak “ithal et” butonuna bastım. Malın yola çıktığına dair mesajı alınca ben de Hasegawa’ nın kutusunu açarak yapım için ön hazırlıklara başladım.

Dayatmalara gıcık olduğumdan  yapıma bu kez motordan başladım. Radyal motorun parçalarını boyayarak işe koyuldum.  Motor bloğunun bulunduğu yuvarlak parçayı çabucak alüminyum rengine boyadım Alclad marifetiyle. Sonra biraz yağlı boya ile donukluğunu rendeledim.

Diğer motor parçalarını icap eden renklere boyadıktan sonra, gelecek aşamalarda kullanmak üzere bir kenara bıraktım ve kokpite doğru seğirttim. Pek fazla dış müdahaleye meydan vermeden devam etme niyetiyle başladım kokpit şenliklerine.

Gösterge paneli ve diğer kadrolu  elemanlar RLM 66 rengine Gunze akriliği H bilmem kaç ile boyandı. Göstergeler için kutudan çıkan boktan çıkartmaları kullanmayı reddettim yine.  Zira ancak savaş kıtlığında kullanılabilecek kıvamdalar. Tanrı korusun! Amin . Savaşırken maket yapmaya fırsat ve ruh hali mi olur orası da ayrıca tartışılır. Göstergeler için  Airscale’in dekallerini kullandım. Tek tek yerlerine yerleştirmekle uğraşmak dışında bir sıkıntısı olmuyor. Ancak bitirene kadar bunalttı beni bu bit kadar şeyler, gözler de pek iyi görmemeye başladı . Yoksa , yoksa o koşarak yaklaşan şey andropoz falan mı??

Koltuğu Eduard’ın pek bilinen kemerleri ile süsleyerek kokpit kısmını bitirdim. Güneşli ama serince bir havada birkaç poz resim alındıktan sonra gövde içerisine yerleşmeye hazır hale geldi kokpit bölgesi.

Gövde parçalarını çerçevelerinden çıkardıktan sonra hemen birleştirmeye kalkışmadım. Şeytan dürttü ve aç şunlara biraz perçin dedi. İyi ama bende herkesin elindeki o tekerlekli yeni moda perçin açıcı cihazlardan yok . Olsun, o zaman manuel viteste ağır ağır ilerlemek gerekiyor. Şablon marifetiyle –elimdeki çizimlere bakarak - perçinler teker teker açılmaya başlandı. Arada durup biraz mola verdim. Birkaç moladan sonra işlem tamamlanmıştı. Biraz yorucu ve bıktırıcı olduğu kesin , o halde tekerlekli  oyuncak tadındaki yeni moda perçin açıcılardan almayı düşünmek lazım.

Kokpit yerine yerleştikten sonra gövde parçalarını kapattım.  Ardından kanatlara yöneldim. Pek fazla zaman almadan gövde ve kanatlar toparlandılar . Son olarak motor ve motor kaportasının uyumlu birleşimi ve gövdeye montajı gerekiyor. Montaj sonrası alt bağlantı kısımlarında biraz tesviye gerekti. Montaj esnasında egzostların da yerleştirilmesi gerekiyor. Kutu elemanı yerine  Quickboost’un rezin ürününü tercih ettim. Yatay dümenler de yapıştırıldıktan sonra A5 i boyahanede sıraya yazdırdım .

Kullandığım boyalar çoğu zaman olduğu gibi Gunze Sangyo nun akrilikleri. Boyamaya alt yüzeylerden başladım. Gövde ve kanatların altı RLM76'ya boyandı.  Ardından çok renkli üst kamuflaja yöneldim. Tayyarenin kamuflajına sahada müdahalede bulunulduğu aşikar. İki farklı tondaki yeşil rengin üzerine Rusya kırsalının yaz hali düşünülerek daha uyumlu olması için açık kahve ilave edilmiş.

Önce yeşil renklerden başladım. RLM 70 ve RLM 71 uygulamasından sonra açık kahve tonunu boyamaya koyuldum. Bunun için RLM79 un tonunu biraz açtım. Zira bu rengin tam olarak RLM 79 mu yoksa Ruslar’dan ele geçirilen benzer bir renk mi olduğu konusu beni biraz tereddütte bıraktı.  Ve fakat  kısa sürede bu tereddütü tekmeleyerek uzaklaştırdım ve RLM 79'un tonuyla biraz oynayarak devam etmeye karar verdim. Zaten buraya yazmasam fark edilmezdi bile.

Maske kullanmadan yapılan “serbest el” boyamada yer yer düzeltmeler yapmak gerekiyor kaçınılmaz olarak. İstenmeyen taşmalar, tacizler olabiliyor. Bu düzeltmeler birkaç kez tekrarlandı, sonunda içime sinecek bir kıvama gelince ben de kedinin kuyruğunu daha fazla çekmeyerek serbest bıraktım.

Boyamada referans olarak farklı örneklerin bir kombinasyonunu kullandım denebilir. Özellikle kanat üzeri renk geçişleri ulaşabildiğim birçok referansta  birbirinden farklıydı. Birkaç şemayı inceleyerek bir karar vermeye çalıştım..

Dekal setindeki boyama şeması  ile Eduard’ın 1/48 ölçekli Fw190A-5 kitinin (Eduard ın sayfasından ulaşılabilir  ) şemaları birbirlerinden farklıydı.  Ayrıca interjetten ulaştığım başka bir şema  ile bu tayyarenin çok önceleri yapılmış bir modeli de boyama esnasında dikkate alındılar. Sonuçta kesin bir doğru olmadığına hükmederek kendi gözüme uygun gelen bir formatta ilerlemeye karar verdim. Sonuçtan kendi adıma memnunum. Kasmanın da alemi yok artık.

Kamuflaj tamamlanıp burun ve kanat uçlarının altındaki sarı renkli alanlar da boyandıktan sonra gövdenin her iki yanında yer alan JG54 ün meşhur “Grünherz” (Green Hearts)  figürlerine sıra geldi. Bunlar filo amblemi olmakla beraber o dönemde yukarıdan gelen talimatla referans resimde de görüldüğü gibi yeşil boyayla kapatılmışlar. Ancak yine de çıplak gözle belli oluyorlar. Ben de bu görüntüyü korumaya çalışarak devam etmeye çalıştım.

Boyama işleri sona erdikten sonra dekal öncesi X22 uygulamasına geçtim. Yapım esnasında yurda giriş yapan Data Decals'in 32005 nolu seti kullanıldı. Uygulamada dikkatli olmak gerek, zira gereğinden fazla hassaslar. Her an bir problem çıkarma olasılıkları pek yüksek.

Dekallerin X22 ile korunmaya alınmasını müteakip yağlı boya yıkama faaliyetlerine maruz kalan A5, dikmelerin yerleştirilmesiyle ayağa kalktı. Ve fakat kutudan çıkan tekerlekler problemli.  A-5 için uygun olmadıklarından bu alanda da ithalat kaçınılmaz oldu. Eagle Parts’ın EP 53-32 numaralı A1-A6 versiyonları için üretmiş olduğu tekerlek setini kullandım. Bence güzel duruyor.

Mat verniği yaşlı ama bilge  Iwata’mla püskürttükten sonra  egzost izleri, yağ kaçakları vs gibi işlemleri uyguladım. Kanopinin takılması, anten telinin gerilmesiyle model bitirildi. 

Hayırlı (ve hatta kızlı erkekli) modeller

Tolga ÜLGÜR

Aralık ortası 2013

     
     
     
     
     
     
     
Bu sayfadaki yazı ve fotografların tüm hakları  www.ozkanturker.com sitesine ve yazarına aittir. İzinsiz kullanılamaz.