|
Anasayfa Galeri Menü |
Focke Wulf Fw-190A3 |
Tamiya 1/48 |
Ayhan Toplu |
Tarihçe Yüzdoksan serilerinin ilk seri üretim modeli diyebiliriz. A2 modelinden çok farklı olmamasına rağmen A3 modelinde, BMW 801D-1 ve D2 motorlarının güvenilirliği sağlanmıştır. Batı cephesinde 1942’nin baharında görülmesiyle İngilizler için tam bir şok olan bu model 190’ lara rakip olarak Spitfire’ ın Mark5 modeli geliştirilmeye başlandı. Diğer ilginç bir ayrıntı ise ilk düşman eline geçen 190 yine bu seriye aitti. Yirmiüç Haziran 1942’ de Üsteğmen Arnim Faber, bir çatışma sonrası yönünü kayberek, yanlışlıkla bir Kraliyet Hava kuvvetleri alanı olan Pembrey’ e indi. Bazı kaynaklara göre 500 adet üretilen A3 modelinden, Türkiye’ ye de 60 tane satılmıştır. Bu model A3 lere Aa3 denmiştir. İkinci “a” auslander ın kısaltmasıdır. Teknik özellikleri: Kanat açıklığı : 10,49 m. Uzunluk : 8,78 m. Yükseklik: 3,92 m. Boş Ağırlık: 2,899.8 kg. Azami Ağırlık: 3,978 kg. Silahlar: Burunda 2 adet 7,92 mm. MG17 Kanat kökünde 2 adet 20 mm. MG 151/20E top Uzak Kanatta 2 adet 20 mm. MG FF top Azami Hız: 672,7 km. Hizmet Tavanı: 10,599,4 m. Azami Menzil: 799,8 km. Josef Priller Uçağını modellediğim Josef Priller , 27 Temmuz 1915’ de Ingolstadt/Bayern de doğdu. 19. Piyade Alayında başlayan askeri kariyeri 1936 yılında Luftwaffe’ ye geçmesiyle değişmeye başladı. İlk hava zaferini Dunkirk üzerinde Kraliyet Hava Kuvvetleri karşısında aldı. Yirminci zaferinden sonra Üsteğmen Priller demirhaç (ritterkreuz) ile taltif edildi. Yüzüncü hava zaferini 18 Haziran 1944’ te bir B-24’ karşı aldı. Bir ocak 1945’ te Müttefik Hava Kuvvetlerini hedef alan Bodenplatte Operasyonun da JG26 ve III./JG54’ ü komuta etti. Bu operasyondan sonra Doğu Avcı Pilotluğu Müfettişliğine atandı. Savaştan sonra aile işi olan bar işletmeciliğine geri dönen Priller, 20 Mayıs 1961’ de bir kalp krizi sonucu öldü. Kariyeri boyunca 1307 savaş görevinde 101 hava zaferi bulunan Priller, 68 adet ile en fazla Spitfire düşürmüş Alman pilotudur. Hava zaferlerinin içinde ayrıca 11 adet 4 motorlu bombardıman uçağı da bulunmaktadır.
Model Tamiya’ nın 1993 yılından itibaren çıkarmaya başladığı yeni seri mamullerinden olduğundan dolayı pek bir sorunsuz. Yaklaşık 40 parçadan oluşan modelden iki tip kanopi çıkmakta. Benim gibi yaptığı 190’ ların kanopilerini beğenmeyerek durmadan tadil eden birisi için bu parçaların ikişer adet çıkması pek bir sevindirici. Tamiya’ nın yumuşak karnı muşamba misali dekalleri için ise denebilecek fazla birşey yok. Ne demişler Tamiya müşterisi eşittir potansiyel aftermarket ürün tüketicisi. Montaj Model kısmında da belirttiğim üzere montajı pek bir sorunsuz. Biraz sıkarsanız dişinizi bir günde bile toplamanız mümkün.
Montaj yine kokpit bölgesinden başlıyor. RLM 66’ ya boyanan bu parçalar enamel ve akrilik boyalarla gösterge panelinin renklendirilmesine müteakip, gövde parçaları kapatılarak birleştirildi. Benim olağan beceriksizliğim kanat, gövde ve burun birleşmesindeki sorunu da vallejo putty halletti. Bu macunu tesviye etmek istemezseniz, sürdükten bir 10 dakika sonra alkolle silmeniz yeterli. Alkolun derecesi gibi fenni konulara ise hiç girmiyorum. İşte bildiğiniz izopropil alkol. Montajı da ağzımda gevelediğimi farketmişsinizdir. Gerçekten de o kadar sorunsuz birleşiyor ki uçak On cümleden fazlasını yazarsam, camiada beni odunla döverler. Boyama
Alışkanlık geldiği üzere yine modele Bay Yüzeyci 1200 ile astar attım. Aslında burada 1000 modeli kullanılabilir, renk olarak beyaz olan bu astar sarı, kırmızı gibi sorunlu renkler öncesinde azami yüzey sağlamakta. Yüzeycinin devamında modelin RLM 04 olacak yön dümeni ve alt motor kaputu gibi kısımlarını boyadım. Bu kısımları maskelediktan sonra modele bir “dostlar alışverişte görsün” iki “bakın ben de biliyorum” misali ön gölgeleme yaptım.
Gunzenin RLM 76’ sını modelin bu renkle ilgili kısımlarına, uygulanmasına müteakip yine aynı firmanın 74 ve 75’ i ile kanat üstü kamuflajını ve beneklemesini yaptım. Gunze’ nin RLM renklerinin doğruluğunu ise askerlik görevini Luftwaffe’ de yapmış konu uzmanlarına bırakıp çekiliyorum. Boya aşamasının bitiminin akabinde model, selülozik tinerle inceltilmiş X-22’ i ile Ahmet ağabeyin deyimiyle yeni cilalanmış rugan ayakkabı kıvamına getirildi. Yeri gelmişken parlak vernik hakkında da biraz konuşmak isterim. Bu verniği ben de ilk başları kendi incelticisi ile kullanmaktaydım. Ama elde ettiğim sonuclar bana hayalkırıklığı ve parlayan dekaller olarak geri dönmekteydi. Bu gidişatı değiştiren tezgahta duran selülozik tinermiş meğer. Yarı yarıya inceltilen verniğin rengi boza kıvamında olmasına rağmen model üstünde saydam hale gelmekte ve pürüzsüz bir yüzey sağlamaktaydı. Verniğin iyice kurumasının devamında 2000 zımpara ile dekal gelecek yerleri iyice düzledim. Nasılsa herkes biliyor bu aşamaları ama ben yine de anlatayım.
Aeromaster’ ın Early Butcher Birds dekal setinden Priller’ in profili ile alakalı olanları kesip ılık suda yumuşattıktan sonra sırasıyla modele uyguladım.
Modele ek olarak sadece Eduard’ ın renkli metal erozyon setinden emniyet kemerlerini ekledim. Bu ekleme demek oluyor ki kanopi de açık yapılacaktı. Yine klasik olarak son aşamada, dışarıda boyanmış parçaların modele eklenmesi ve matlaştırma çalışmalarından sonra, saç telinden imal antenin çekilmesinin ardından bitirilmiş oldu.
Herkese en güzel yüzdoksanlar. Ayhan Toplu © 2008 Kaynakça Squadron-Signal Fw-190 in action
|
Bu sayfadaki yazı ve fotografların tüm hakları www.ozkanturker.com sitesine ve yazarına aittir. İzinsiz kullanılamaz. |