GALERİ

www.ozkanturker.com


 

Anasayfa  Galeri Menü

 Messerschmitt Bf-109 G-6/AS
 Hasegawa 1/32
 Tolga Ülgür
 
 

İşin aslına bakılırsa başlangıçta mutlaka bir G6/AS yapmam lazım gibi bir saplantım yoktu. Listeye (hani şu bucket list dedikleri) bile girememişti. O aralar canım -ciddi ya da hafif- tadilat da çekmiyordu. Godot ise zaten hiç gelmiyordu. Kısacası Hasegawa’nın 1/32 mikyaslı Bf-109 larının kutudan çıkmış hallerine birkaç modifikasyon eklentisi ile devam etmek bana yetiyordu.

Ve fakat. Günlerden bir gün, gündelik sanal alem gezintilerinden birinde “Falkeins.blog spot” sitesinde tesadüfen rastladığım bir profil kemikleşmeye yüz tutmuş prensiplerime rağmen dikkatimi çekti. Dikkat çekmekle kalmadı, hoşuma da gitmeye başladı namussuz. Sözünü ettiğim, Isveç nüfusuna kayıtlı (diye bildiğim) Anders Hjötsberg tarafından çizilmiş bir BF-109G6 /AS profiliydi. Profilin doğruluğu konusunda herhangi bir garanti vermemi beklemeyin benden, itirazı olan ecnebi platformlara başvursun.

1./NJGr 10 a ait “Kırmızı 2” gövde numaralı bu G6/AS 1944 Temmuz ve Ağustos aylarında Friedrich-Karl Müller in kullandığı bir Mosquito avcısı. Tayyarenin eski bir JG300 elemanı olduğunu kırmızı renkli kuyruk bantından anlıyoruz. Konuyla ilgili sınırlı bilgi FalkeEins sitesinde mevcut. Dileyen buyursun eşelensin: http://falkeeins.blogspot.com.tr/2013/07/red-2-bf-109-g-6as-wilde-sau-ace.html

Bu G6/AS nin renkleri mi yoksa Luftwaffe kırmızısı ana iniş takım dikmeleri mi cezbetti buna hala karar vermiş değilim ammavelakin bunu hayata geçirme isteği günden güne güçlenir oldu. Sonunda direncim kırıldı ve 2023 den önce yapmaya karar verdim.

Bu Bf-109 standard ve kutusundan çıktığı gibi yapılabilecek bir G6 olmadığına göre; G6/AS ye dönüştürülmesi gerekiyordu. Yeri gelmişken G6/AS nedir ki diye soranlar için kısaca mevzuya temas etmekte fayda var gibi.

1944 başlarında, yüksek irtifada daha iyi performans sağlaması için daha büyük bir “supercharger” ile üretilen DB605AS motorları Bf-109 Gustav lara uygulanmaya başlamış. Uygulamada G6 ların kaportası üzerindeki tanıdık “Beule” çıkıntıları olduğu gibi genişleyen ve şişen kaportanın içine alınmış. Büyüyen “hava besleme ünitesi” ve motoru taşıyan iskeletteki değişiklikler sonucu, akıcı ve asimetrik forma sahip yeni kaporta yapısı böylece ortaya çıkmış.

Buna ilave olarak eski tip G6 kuyruğu değişmiş ve G10 lardaki gibi uzun kuyruk ile buna uygun dümen kullanılmış. Daimler Benz’in yeni motoru sayesinde deniz seviyesindeki maksimum hız 530 km/s iken, 6,600 metrede 640 km/s e kadar yükselmiş.

Önce doğal olarak baz olarak kullanacağım kiti belirledim. En az tadilat ile devam edebileceğim kitin Hasegawa’nın Bf-109G10 olduğu anlaşıldı Her zaman ki refleks çerçevesinde yapıma kokpit ile başlamaya kalkışmadan önce gövdedeki tadilatı nasıl yapacağıma karar vermeye çalıştım. G10 ile G6/AS versiyonları arasındaki yapısal farkları gidermek gerekiyordu.

-Burun uç alt kısmında sağ ve sol tarafta (sağ ve sol çene de diyebiliriz) yer alan çıkıntılar Bf109G6/AS lerde bulunmuyor. Sonraki nesil DB 605D motoru kullanılan G10 ve K4 lerdeki bu çıkıntılar, yağ karterinin daha geniş olmasından kaynaklanmaktaydı .(Erla G10 lar hariç)

-Burun altındaki yağ soğutucu girişinin eski tip (G-6) olması gerekiyor.

Yapıma birinci maddede sözü edilen tadilat ile başladım. Burun çene kısmındaki çıkıntılara kalın numaralı zımpara bataryaları gönderdim. Çevreye hasar vermeden ve tahminimden kolay bir şekilde bu kısımlar yok edildiler. İçeriden destek mahiyetinde yama yapmaya gerek kalmadı. İnce zımpara bataryaları ise yüzeyi güzelleştirip döndüler.

İkinci maddede yer alan yağ soğutucusu meselesi daha sonra gündeme gelecek. Ancak önlemi önceden almak lazım. Yedek kutusuna müracaat ettim. Eskilerden kalma “çıkma bir G6 soğutucu girişi” bularak potansiyel sıkıntıyı bertaraf etmenin rahatlığına ulaştım. Artık kokpite yönelerek geleneksel başlangıç şenliklerine geçebilirim.

Alışkanlık olduğu üzere İngiliz abi Model Design Construction (MDC) kokpit setini kullandım.Bu set piyasadaki sınırlı sayıdaki muadiline göre daha kolay bir uygulanabilirliğe sahip. Fakat bu kolaylık fiyata pek yansımamış. Gülü seven dikenine katlanır hesabı bunu göze alarak boyamaya giriştim. Parçalar RLM66 rengine boyandıktan sonra bir parça eskitmeye tabi tutularak gövdeye yerleştirilmeye başlandılar.

MDC,rezin gösterge tablosundaki göstergeleri ıslak çıkartma olarak vermekte. Bu nedenle klasik sandviç yönteminden ( Eduard ve Aires yöntemi) daha uzun süren bir faaliyet gerekiyor bu alanda. Tek tek yerleştirmek biraz yorucu ve sonlara doğru sıkıcı olabiliyor. Ancak sonuç pek de fena değil gibi. Dikkat edilmesi gereken çıkartmaları yerleştirirken ve hatta kurumasını beklerken düzgün ve merkezi olarak konumlandıklarından emin olmak. Zira dikkat edilmez ise yer yer şaşı bakan bir gösterge tablosu ile karşılaşmak sürpriz olmaz.

Gövde kapatıldıktan sonra gerekli tesviyeler yapıldı. Burun altındaki yağ soğutucusu için önceden yedek kutusu dehlizlerinden çıkarttığım çıkma ve fakat çok az kullanılmış bir G6 parçası kullanıldı.

Sırada kanatlar var. Kanat alt ve üst parçaları yapıştırıldıktan sonra kutudan opsiyonlu olarak çıkan küçük iniş takım yuvası çıkıntılarını kullandım. Zira tekerlekler klasik G6 tekerlekleri.

Sanki yaş ilerledikçe yatay dengeleyicileri inik yapmayı tercih eder oldum. Ne alaka?? Bunu kitin parçalarını keserek yapmak pek randımanlı olmuyor. Çıkan sonuç tatmin edici değil. Bu nedenle bir süredir bünyede alışkanlık yapan “Master Details”in setini kullandım. Hiç de pişman değilim.

Boyamaya geçmeden önce dümendeki solucanımsı boya püskürtmesini nasıl halledeceğim konusu kafamı kurcalamaya başladı. Aslında bu konu başlangıçtan beri bir potansiyel sıkıntı olarak zihnimin koridorlarında dolaşmaktaydı ama ben görmezden gelmeye çalışmış olabilirim.

Bu bölgeye ev tipi el yapımı ıslak çıkartma üretmek bir seçenek olabilir gibi duruyor. Ancak bizdeki imkanlar matbaanın memlekete çok geç gelmesinin de etkisiyle oldukça kısıtlı. Yazıcı makinanın kimi huysuzlukları nedeniyle sonuç tatmin edici olamayabiliyor. Bu konuda Özkan ile istişarede bulundum. Toplantı çıkışı herhangi bir basın açıklaması yapmadan hızlı ve aceleci adımlarla evlere dağıldık.

Boyamaya alt kısımlardan başladım yine. Olduğu gibi siyah renk atıldı Tamiya dan. Sonra panellerde biraz soldurma işlemleri uygulandı ki kömür gibi bir manzara ile karşılaşmayalım. Tahammül edemediğim bir manzaradır bu.

Daha sonra üst kısımlara yöneldim. Önce RLM 74 ile gövde ve kanatların üst yüzeylerini boyadım. Elimde referans olarak sadece Mr.Hjötsberg in profili mevcut idi. Tayyarenin sağ tarafı hakkında pek bir malumat bulunmuyordu. Referans teşkil edebilecek tek şey Falkeeins sitesinde bu “Kırmızı 2”nin daha önce yapılmış 1/48 ölçekli bir modeliydi. Bunu ve elimdeki kaynaklarda yer alan G6 /AS lerde kullanılan boyama şemalarını referans olarak kabul ederek boyamayı RLM74/75 kombinasyonu ile bitirdim.

Aslında o kadar da çabuk bitmedi. Gövde yanındaki yamalı kısımlar biraz zaman aldı. Görüntü istediğim gibi olmayınca düzeltmeler icap etti. Asıl mesele dümen kısmı idi. Özkan şablon teşkil edecek solucanımsı bir çıkartma basarak verdi. Bunu uyguladıktan sonra içime sinmeyen bazı kısımları antika Iwata marifetiyle güzelleştirip düzeltmeye çalıştım.

Bir süreliğine devam eden yap boz işleminden sonra sonucun yeterli olduğuna kanaat getirip bıraktım. Gövdedeki JG.300 den kalma kırmızı bantı maskeleyerek boyadım Tamiya X-22 si yardımıyla boyama koruma altına alındı ve bizim Gustav çıkartmalarını beklemeye koyuldu.

Kanat ve gövdedeki milliyet işaretleri çıkartmalar Kits World ün “KW132024 Luftwaffe National Insignia” setinden temin edildiler. Tayyare sonradan boyandığı için minimum düzeyde bakım işareti kullandım. Gövdedeki “Kırmızı 2” çıkartmalarına ise tesadüfen Hasegawa nın G10 kitinin çıkartma setinde rastlamıştım.Güzel sürpriz idi; Bu çıkartma setinde “Kırmızı 2” ile aynı boy, renk ve karaktere sahip bir seçenek bulunmaktaydı.

Son olarak dümendeki “kill mark” ları bir başka Hasegawa G10 kitinin çıkartma setinden aşırdım. O kit zaten başka bir çıkartma setiyle bitirileceğinden bunu bir aşırma faaliyeti olarak görmeyelim .

Kutudan çıkan egzostları başarılı bulmuyorum. O nedenle Quickboost’un rezin egzostlarını kullandım. Boyanıp bitirildikten sonra yerlerine takıldılar. Elimde referans olarak bir resim bulunmadığından makul bir egzost izi oluşturmaya çalıştım. Sanırım bu kadarı yeterli.

Pervane abağı “Eaglepart” elemanı ile değiştirildi. Aslında “Barracudacast” ın yeni çıkardığı rezin parça da iyi bir alternatif olabilir bundan sonra. Paller RLM70 rengine boyanarak abağa iliştirildiler. Abak üzerindeki dekal yedek kutusuna itelenmiş setlerden birinden aşırıldı.

Tekerlekler için ise Barracudacast’ın kapısını çaldım. Elemanlar gerçekten de pek kaliteli. Jantlar dikmeler ile birlikte RLM23 rengine boyandılar. Gereğince kirletildiler.

Nişangahın ve kanopinin yerine takılması ile anten telinin gerilmesini müteakip model bitmiş oldu.

İyi modeller

Tolga ÜLGÜR © Nisan sonu 2015

     
     
     
     

 

Bu sayfadaki yazı ve fotografların tüm hakları  www.ozkanturker.com sitesine ve yazarına aittir. İzinsiz kullanılamaz.