|
Anasayfa Galeri Menü | ||
Messerschmitt Bf 109 E 3 | ||
Tamiya 1/48 | ||
Tolga Ülgür | ||
|
||
Tarihçe : Messerschmitt hikayesi Prof. Willy Messerschmitt'in 1927 yılında “Bayerische Flugzeugwerke” ye (BFW) girmesi ve bir tasarım ekibi oluşturmasıyla başlar. "Hafif inşaat/imalat" diye adlandırdığı bir tasarımı savunmaktaydı. Buna göre, normalde ayrı ayrı oluşturulan ağırlık taşıyıcı parçalar güçlendirilerek tek bir metal monokok gövde olarak imal ediliyor, böylece ağırlık azalırken performans yükseliyordu. Bu tasarımın ilk gerçek testi ise daha sonraları birçok rekorlar kıracak olan Bf108 Taifun uçağında yapıldı. Bu uçağın yüksek performansı üzerine, şirket Luftwaffe'nin 1935 yılındaki savaş uçağı yarışmasına davet edilmiş ve aynı tasarım ve imalat metodlarına dayanan Bf 109 ile kazanmıştır. Bu noktadan sonra Messerschmitt Nazi partisinin favorisi haline geldi. Tasarımları, politik kabiliyetleri ve kuzey kıyısında yoğunlaşmış havacılık şirketlerinden uzak, Güney Almanya'daki fabrikası, Messerschmitt'i favori kılan faktörlerdi. Willy Messerschmitt 'in başkanlığını ve idareciliğini yaptığı şirketin 11 temmuz 1938'de adını Messerschmitt. A.G. olarak değiştirmesiyle, yeni üretilecek bütün modeller “Bf ” yerine “Me” olarak tanımlanmaya başlandı.Ancak 109 ve 110 serileri o tarihte mevcut olduklarından bu modellerde “Bf “ ibaresi kullanılmaya devam etti.
Messerschmitt Bf109 savaşın başından itibaren Luftwaffe’nin standart avcı uçağı oldu ve , ilk yıllarda, özellikle Britanya Savaşı sırasında İngiliz Hurricane ve Spitfire’ları ile sık sık karşı karşıya geldi. Savaş boyunca birçok değişim geçiren Bf109’lardan 35.000 adetten fazla üretildiği bazı kaynaklarda belirtilmiş durumda. Bu miktarın 4.000 den fazlasını ise şu anda ilgilenmekte olduğumuz E modeli oluşturmakta.
Bf109 E serisi 1938 yılının sonlarında D modelinin yerine üretilmeye başladı. Sırasıyla E1, E3 ve E4/E7 modelleri ufak tefek farklılıklar ile üretildiler. Binyüzyetmişaltı beygir gücünde Daimler Benz DB601A motoru ile takatlandırılan Bf109 E3’ler deniz seviyesinde 466 km/s , 4.440 m irtifada ise 560 km/s hıza ulaşabilmekteydiler. Silah yükü olarak kanatlarda birer tane 20 mm. top, burunda, motorun üstünde ise 7,9 mm lik iki adet makinalı tüfek bulunmaktaydı. Buna ilaveten E3 ler pervane göbeğinde de bir adet 20 mm. lik topa sahipti.
Bf-109 E ler Luftwaffe dışında Bulgaristan ,Hırvatistan, Slovakya, İsviçre, Yugoslavya ve Romanya tarafından da kullanıldılar. Modeli yapılan Luftwaffe’nin en bilinen "As"larından biri olan Adolf Galland’ın 1940 yılında Fransa’da kullanmış olduğu JG26’ya ait Bf109 E3.
Model: Bu kiti tipik bir, 90’lar teknolojisiyle üretilmiş Tamiya olarak tanımlayabiliriz. Bilinen plastik kalitesi ve de detay zenginliğine -muhteşem kanat kökü uyumu-da eşlik edince inşaat süresince gayet huzurlu saatler geçirmemiz olası... Bir ara burnunda bir yerlerin -gerçeğe yakınlığı- konusundaki ufak tefek sıkıntılardan söz edildiğini hatırlıyorum ama bunu pek de önemsemedim açıkçası. Kutudan iki ayrı çerçeve çıkmakta , bu ufak tayyarenin tüm gerekli parçaları bu iki çerçeveye rahatça yayılmış. Şeffaf parçalar da hoşa gider cinsten.. Kutudan çıkan çıkartmalar alışılmışın tersine oldukça ince görünüyorlar. Eh o zaman bunu da yapmama mazereti kalmıyor, yapalım gitsin en iyisi..
Yapım: Bu kiti yıllar önce (çok da değil 2-3 yıl diyelim) yapmıştım. Sonraları bu kit , babamın bir süredir çaktırmadan uygulayageldiği -acemilik dönemi modellerime el atma- stratejisinin sonucu olarak elden çıkıverdi. Ben de, bu fırsatı kaçırmayarak hemen bir yenisini yapmaya karar verdim. Bu mazeret hakikaten iyi uydu buraya. İlköğretim öğrenciliğinin olmazsa olmazlarından klasik havuz problemlerindeki mekaniği hatırlatan bu sızdırma süreci devam ettikçe benim de model yapmayı bırakmam biraz zor görünüyor. (En azından koyacak yer bulamayana dek)
Yapıma, o çok iyi bilinen bölgeden (evet kokpitten) başlanıyor. Kokpit ve ona ait elemanlar RLM 02 tadında boyandılar. Gösterge tablosu RLM 66’ya boyandı. Bu bölgede çıkartma kullanmak istemedim, kutu kökenli plastik parçanın detay seviyesi gayet iyi olduğundan önce "kuru fırça" ile ardından da kürdan vs ile gerekli detayları oluşturmaya çalıştım. Umarım olmuştur.
Kokpitte kutu harici kullanılan sadece koltuk oldu. Formundan pilotu güzelce kavrayacağına emin olduğum söz konusu cihaz Ultracast‘ın 48022’nolu kendinden kemerli resin ürününden başkası değil. Koltuk da RLM 02’ye boyandıktan sonra kokpit içinde bir miktar eskitme yapıldı ve parçalar birleştirilerek gövdenin kapanmasına imkan verildi.
Gövdenin kapatılarak birleşim yerlerinin az miktarda tesviyesinin ardından, sıra kanatlara geliyor. Her ne kadar çok kaliteli olmasına rağmen kanatların üst yüzey parçalarında ufak tefek kalıp göçükleri gözüme çarptı. Bu kullanılan kalıpların eskimesinden kaynaklanıyor olabilir. Ancak pek ciddi sorunlar değildi bunlar. Biraz Tamiya putty ile kolayca halledildi.
Kanatlar gövdeye mükemmel oturduğundan, burada hiçbir sorun ile karşılaşmadan motor kaportası bölümüne geçtim. Kaporta parçasının üst yüzeyinde mevcut iki adet çıkıntının olduğu kısımda ufak bir seviye farkı dikkatimi çektiğinden burada eser miktarda zımpara çalışması yaparak devam etmeyi yeğledim.
Boyamaya, uçakta en çok alan kaplayan renk ile -RLM 65- başladım. Öncelikle kanatların üst yüzeyi hariç her taraf bu renge boyandı. Ardından, panel soldurma ve belirginleştirme amaçlı farklı tonda uygulama yapılıp, kanat ve gövde üst kısımlara RLM 02/ RLM 71’den oluşan yeşil/gri kamuflaj uygulandı. Kullanılan boyaların tümü Gunze Sangyo akrilik ailesinden.
Adolf Galland’ın tayyaresini Ultracast dan ikinci bir ünite ile desteklemek istedim. Bu ilave 48077 kod numaralı egzost setinden başkası değil. Kitten çıkanlarla karşılaştırıldığında aklıma hemen, biraz hoyratça olacak ama, “parayı veren düdüğü çalar” deyimi geliverdi .Yaptığım harcamalardan ötürü herhangi bir pişmanlık duymadığımı ilânen belirtmek isterim.
Galland’ın uçağı kutudan çıkan çıkartmalar ile bitirildi. Makul bir eskitmenin ardından uygulama bulan yine makul bir matlaştırmayı anten vs.nin takılması izledi. Oldukça kolay ve de aynı zamanda sorunsuz bitirilebilir olarak tanımlayabilirim bu modeli. Keyfiniz kaçtı mı raftan bir tane alıp, kasmadan rahatça yapıvermek gayet olumlu etkiler bırakacaktır zihninizde.
Referanslar: İyi modeller. Tolga Ülgür © 2005
|
||
Bu sayfadaki yazı ve fotografların tüm hakları www.ozkanturker.com sitesine ve yazarına aittir. İzinsiz kullanılamaz. |